Milenyum Çağı Çocukları

Son zamanlarda adlarını sıkça duyduğumuz bir kitle var. Bu kitleye Z kuşağı diyoruz. Peki Z kuşağı nedir Bu kuşağın özellikleri nedir Gelin buna bir göz atalım.

Z kuşağı 1997-2012 yılları arasında doğan kişilerden oluşmaktadır. Milenyum çağı çocukları olarak adlandırılırlar. Araştırmalara göre bu kuşağın kişilik özellikleri özgüvenleri yüksek, bireysel, sorgulayıcı, internet üzerinden sosyalleşen, anti otoriter olmalarıdır. 

Z kuşağı öncekilerin izinden gitmek yerine kendi yollarını çizmek isterler. Kolay kazanım isterler ve bir iş için çaba harcamaktan çekinirler. Gelişen teknoloji sayesinde ortama rahatlıkla uyum sağlayabilmektedirler. İstedikleri bilgiye çabuk ulaşabilme imkanları olduğu için hızlı yaşamaya alışmışlardır.

Sosyal medyanın gücünü sonuna kadar kullanmaya kararlıdırlar. Buna örnek olarak bir sosyal medya platformunu kullanarak eski ABD başkanı Trump’ın mitingini trollemişlerdir. Veya Türkiye’de YKS krizine tepki göstermişlerdir. Bu hareketler onları daha da görünür hale sokmuştur.

Markaların pazarlama stratejilerini belirlemede kullandıkları Y kuşağı artık yerini Z kuşağına bırakmıştır. Etkisi gitgide artan Z kuşağı yeni odak noktası haline gelmiştir. Çünkü bu grup tüketim alışkanlıkları ve dijital dünyaya bakış açıları nedeniyle göz ardı edilemeyecek bir duruma geldi.

Teknolojik gelişmeler sayesinde yeni iş alanları doğmuştur. Z kuşağı bunun farkına varıp kendilerine o alanlardan yer ayırmaya başlamışlardır. İnternet girişimciliği, sosyal medya yöneticiliği veya influencer’lık gibi yeni iş kolları ortaya çıkmıştır.

Sosyal medya üzerinden birçok kişiye ulaşabilen bu insanlar çok büyük bir pazara hitap ederler. Etkileyici pazarlama ya da özgün adıyla Influencing, sosyal etkiye sahip olan internet ünlülerinin onaylarını veya ürün yerleşimlerini içeren bir sosyal medya pazarlaması türüdür.

Bu pazar bu kişilere kolay para kazanımı sağladığı düşüncesiyle çok fazla insanı çekmektedir. Z kuşağı bunların başında gelir.  Çok fazla çaba harcamadan büyük miktarlar kazanma düşüncesi bu iş alanlarını çok daha fazla arttırmıştır.

Z kuşağı siyasilerin yeni hedefi haline gelmiştir. Onlara ulaşmak ve onları taraflarına çekmek büyük bir getiriye sahiptir. Türkiye’de 2023 seçimlerinde rol oynayacak yedi milyon Z kuşağı seçmeni vardır. Bu sayı hafife alınacak bir durum olmadığı için siyasilerin onlara ulaşması, kendileri için çok fazla önem taşır.

Ülkelerin refah seviyesi Z kuşağını derinden etkilemektedir. Kendi hayalleri doğrultusunda iş yapmak isteyen bu kuşak en büyük desteği ülkelerinden ve ailelerinden almaktadır. Bulundukları ülkelerin refah seviyeleri onları hayaline ulaştırmakta önemli bir rol oynamaktadır.

Dünya mutluluk raporunu ele alarak bu durumu bir göz atalım. Bu rapor hazırlanırken yüz kırk dokuz ülkeden insanlar ile görüşülüyor. Bu rapor hazırlanırken gayrisafi yurt içi hasıla, sosyal destek, ortalama sağlıklı yaşam süresi, vatandaşların kendi hayatlarıyla ilgili karar alabilme özgürlüğü, cömertlik ve ülkedeki yolsuzluk düzeyi değerlendiriliyor.

Hazırlanan bu rapora göre birinci Finlandiya ve onu sırasıyla Danimarka, İsviçre, İzlanda, Hollanda, Norveç, İsveç, Lüksemburg, Yeni Zelanda ve Avusturya takip ediyor. Listenin ilk sekizini Kuzey Avrupa ve İskandinav ülkeleri oluşturdu. Almanya on beşinci, İngiltere on yedinci ve ABD on dokuzuncu sırada kendine yer buldu. En mutsuz ülkesi ise son sırada Afganistan yer aldı.

Türkiye geçen sene doksan üçüncü sıraya yer bulduğu listede bu sene yüz dördüncü sıraya gerilerken, dünyanın en kötü ekonomisine sahip Venezuela'yı sadece üç basamak geçebildi. Türkiye listede Bangladeş, Nijer, Türkmenistan, Ermenistan ve Libya gibi gelişmemiş ülkelerin dahi gerisinde kaldı.

Raporda bahsedilen değerler göze alınınca bütün dünyadaki Z kuşağını aynı kalıplara koymak mümkün olmuyor. Çünkü hepsi aynı imkanlara sahip olamadıkları için istedikleri hayallerine kavuşmakta zorluk çekiyorlar.

Ancak bazıları ise hayallerine kavuşmaktadır. On dokuzuncu yaşında ilk arabasını alabilen veya yirmi üç yaşında ilk evini alabilen insanlar var. Alabildikleri destek sayesinden dünyayı gezebilen gençler var.

Ancak maalesef ülkemizde bu durum mümkün olmuyor. Ekonomik kaygılar bu gençlerin en önemli sorunu haline gelmeye başladı. Gelecekten umutları kesilmeye başladı. Depresyon ve Anksiyete bu grupta daha fazla görülmeye başlandı.

Bu kuşağın oylarına talip politikacılar, eski alışkanlıklarıyla oy devşiremeyeceği gerçeğini görmeli ve realist yaklaşmalıdır.

Herkes hayalini kurduğu hayatın peşinden koşmakta özgürdür ve buna hakkı vardır. Ancak bunun için gerekli destekler sağlanmalıdır. Umarım gelecekte kendimizi o listenin başlarında görebiliriz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi