
Umut Var Mı
Günümüz dünyasında ekonomik sorunların en başında yüksek genç işsizlik oranları gelmektedir. Nüfusun büyük çoğunluğunun genç olduğu Türkiye’de bu problem uzun vadede çok daha ciddi sorunlara sebep olacağından önem arz etmektedir.
Türkiye’de işsizlik oranlarının yüksek seyretmesinin en temel sebebi ise ülkenin genç nüfus yapısının fazla olması ve genç işsizlik oranının yüksek olmasıdır. Genç işsizlik oranının yüksekliği ülkenin genel işsizlik oranının da yüksek seyretmesine neden olmaktadır.
Neredeyse her yaş grubundan insanın sorunu haline gelen işsizlik, özellikle üniversite mezunu gençler arasında yaygınlaşmış ve adeta sıradanlaşmıştır.
Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı, nisanda bir önceki aya göre 275 bin kişi artarak 4 milyon 511 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 0,9 puanlık artışla yüzde 13,9 seviyesinde gerçekleşti. İşsizlik oranı geçen yılın aynı ayına göre ise 0,2 puan arttı.
İşsizlik hem bireysel hem de toplumsal sorunları doğuran bir olgudur. Bireysel sorunların en başında kişinin kendisini psikolojik açıdan rahatsız hissetmesi, özgüven kaybı, ailesine karşı olan sorumluluğunu yerine getirememenin verdiği huzursuzluk ve endişe gelmektedir.
Toplumsal sonuçlara bakıldığında kişide bıraktığı olumsuz etkilerden dolayı tahmin edilebileceği üzere çeşitli farklı sorunları da tetikleyebilmektedir.
Literatürde toplumda sigara, alkol, uyuşturucu gibi zararlı bağımlılıkların artması ile işsizlik arasında bir ilişki olduğunu ifade eden çeşitli araştırmalar mevcuttur. Ayrıca yüksek işsizlik oranlarına sahip ülkelerde suç işleme ve intihar gibi davranış bozukluklarının görülme oranı da daha yüksek seyretmektedir.
Bağımlılık bir özgüvensizlik belirtir. Bağımlılık insanları sosyal ilişkilerinde de zor duruma sokar. Kişi hayatta bulamadığı şeyleri bağımlısı olduğu maddelerden elde etmeye çalışır. Bu durum o kişilerde ciddi psikolojik sorunlara yol açabilir.
Örnek vermek gerekirse uyuşturucu bağımlısı bir kişi gerçeklikten kaçmak için o maddeyi kullanıyorsa bir zaman sonra o kişi gerçeklik algısını yitirmeye başlar. Eğer bağımlı kişi maddenin etkisinden kurtulmak istemez ve sürekli madde kullanarak bu gerçeklikten kaçar ise bu durumun sonunda kişide ciddi akıl sağlığı sorunları ortaya çıkar. En nihayetinde insanı maddi ve manevi olarak zarara uğratır.
İşsizliğin yol açtığı bir diğer sorun ise gelecek kaygısıdır. Gelecek kaygısı insanı büyük bir bunalıma sokabilir. İnsanlar bu bunalımdan kurtulmak için bir çare arıyorlar ve en sonunda bu çareyi bulunduğu ülkeyi terk etmekte buluyorlar. Bu durumun sonunda ülkemizin elinde bulundurduğu genç ve dinamik nüfus kaybediliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2019 yılında 330 bin 289 kişi Türkiye’den yurt dışına göç etti. Türkiye’nin en çok göç verdiği yaş 25-29 yaş arası olarak kayıtlara geçti.
Osmangazi Üniversitesi Teknoloji Araştırma Merkezi’nce yapılan araştırmaya göre Türkiye en çok beyin göçü veren 24. Ülkedir. İyi eğitimli 100 gençten 59’u yurt dışına gidiyor.
Bu durumu çözmek için yapmamız gereken aslında çok basit. İnsana değerli olduğunu hissettirmek ve istihdam sağlamak. Kendi ülkesinde de olanaklar sağlayıp, bulunduğu alandaki çalışmalarına destek vermek gerekir.
Böylelikle bu insanlar için gelecek kaygısı ortadan kalkar. Gelecek kaygısı kalktığı için strese ve bunalıma eğilim göstermezler. Bu durumda potansiyellerini arttırır ve daha verimli hale gelirler. Bunların sonucunda da olumsuzluklar tam tersine döner ve gelişmek için adımlar atılır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.