Başta Devlet erkânı olmak üzere kimsenin umurunda olmasa, en küçük bir tören ve merasime layık bulunmasa da; Ceddimiz Osman Bey'in Devlet kurup, bu toprakları 700 yıl önce vatan yaptığı gün bugün.
Önümüzdeki aylarda da, yine Ceddimiz Alparslan'ın Malazgirt Ovasında; zamanın en büyük imparatorluğunu dize getirip, Dünyanın en güzel coğrafyası olan Anadolu'nun kapısını, 1000 sene önce biz Türklere açtığı günün yıldönümü var.
Ama tabi onun da, hatırlamaya, merasim yapmaya, minnet ve şükranlarımızı sunmaya değecek herhangi bir kıymeti harbisi olmayacak.
Dünya tarihinde üzerinde en çok savaşların yapıldığı, 11 medeniyete mezar olmuş bu toprakları Vatan yapmak için;
Can alıp can vermişler.
En sevdikleri kucaklarında şehit olmuş.
Alınamaz denileni almış, yenilmez denileni yenmişler.
Onlarca millete mezar olmuş İstanbul surlarını parça parça edip, Dünyanın incisine Türkün mührünü vurarak, bizlere hediye etmişler...
Ama ne gam.
Resmi tarih nezdinde, anmaya değecek bir değerleri, minnet edecek bir kıymetleri yok.
Tıpkı, heykelin yanında İHA ve SİHA’ların, esamesinin okunmaması gibi...
Ahh ah!
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan...