Amerika denen seri katil;

Halkını, işgali alkışlayacak hale getirmediği ülkeye girmiyor.

Zaten halkı elde etmeden girdiği yerlerde de mağlup oluyor.

Birinciye Afganistan ve Irak'ı, diğeri için Vietnam'ı örnek verebiliriz. 

Bizim de sıramız geldi gelecek.

Zira;

Aklı selim olanları müstesna;

Zaten saklamıyorlar da aralarında; ülkücü, milliyetçi, dindar ve muhafazakarın da bulunduğu, Erdoğan düşmanlığından, işgali alkışlayacak hale gelmiş, milyonlarca insan yaşıyor içimizde.

Sözleri öyle düşmanca,

Gözleri öyle kararmış,

ve

Kinleri öyle kabarmış ki

Tayyip gitsin de tek; nasıl giderse gitsin.

Biri götürsün de, kim götürürse götürsün

ve

O olmasında, yerine kim gelirse gelsin umurlarında değil.

Sebep ne olursa olsun, halkın bu radde derin tefrikaya düşmesi, düşmana davetiye demek.

Tarihimizdeki ilk akıl tutulması değil bu.

Ama

Bu çapta olanı daha önce hiç görülmedi...

 

***

18. yy da yaşayan bir Fransız seyyah, "Türkler’in düzgün karakterli ve güzel ahlaklı olmasının ve toplumdaki suçlu sayısındaki azlığın asıl sebebi; toplumda kötü örnek bulunmamasıdır" der.

Bu milletin kimyasını bozmak için uğraşanlar sonunda başardılar. Gün geçmiyor ki cemiyeti kökünden sarsıveren dehşet bir hadise vukuu bulmasın.

Aklı zorlayan cinayetler, tecavüzler, sapıklıklar. Annesini kesenler, babasını doğrayanlar, çocuğunu denize atanlar, eşini zehirleyenler vs. vs.

Bizi çepeçevre saran bu hastalıkların hal çaresi; öykünme tedbirler değil kardeşler. Hatta tedbir diye konulanlar yaraya tuz basmakta, vahameti daha da arttırmakta.

Üstadın “Bir şey koptu bizden bir şey, her şeyi tutan bir şey “ diye feryat ettiği; her şeyi tutan sigortayı söküp, yerine takılan batı menşeli, defolu sigortalar bu cemiyeti koruyamıyor.

Kadın erkek fark etmiyor azizim, hep birlikte hızlıca kirleniyor ve ahlaksızlaşıyoruz.

Tarihin en asil milletini, en adiye dönüştürmek isteyenlerin oyununu bozmak, ancak kendi özümüze dönmekten, yeniden biz olmaktan geçiyor.

Gerisi lafı güzaf ve reçete israfıdır…