Ayrılık acıtmamalıydı içimi bu kadar

Baktığım her yerde bir yağmurun buğusu

Bir Eylül'ün hışmı var

Savaşa giden yenilginin ardından topladım ne var ne yok

Şimdi hıçkırır gökler, yerler aç,  rüzgar tok...

 

Yakmamalıydı canımı canıma sardıklarım

Bağrıma hançerler saplanırken peşi sıra

Parmak izlerini tanımamalıydım böyle yakından

İnsan aşık olur mu defalarca bilmem de

Artık inkar ediyorum renkleri, kelimeleri, bilmediklerimi

Özünün nüvesini tüm kalbimle bilsem de.

Havada kalan toz bulutu ardından

Sardım sarmaladım akıp giden zamanı

Boşluğa düşen bir kuş gibi asıldım gökyüzüne

Eksilerden artırarak kalanı

Bekliyorum daha atılmayan düğümlerim çözüle...

 

Bir ses ne kadar yakından değerse dimağa

Bir gözyaşı nasıl süzülürse yanağa

Eriyorum, bir top kumaş açılıyor ömüme beyaz ama yamalı

Sanki çiçekler bitiyor mezarımda yeşillenmiş, kınalı

Ayrılık canımı acıtmamalıydı bu kadar

Ben de kahkahalar atmalıydım ayyuka

Gel gör ki, zalim elinde kör testerede sanki günler

Yatmaya gerek olmaz bazen toprağa böyle

Bilmez misin sevenler tek hasretten ölürler

Gözyaşıyla yıkanıp sineye gömülürler...

Leylifer