Unutturmadan unutur hayat seni

Sulara düşen alev gibi gidersin

Sessizce içinden bir cız düşer boşluğa

Dumanın duman olur, umarsızca gülersin

Tırnakları kırılır umudun, bilekleri bükülür

Kesip atamadıkların kesip atarken kenara

Aman, demeyi öğrenir içindeki o çocuk

Ve anlarsın, aslında yürekteymişyolculuk

Tel tel dizilir renkler gözbebeklerine

En sonu en başa saran bozuk plaklar çalar

Tahammülü demir atan bir gemi kalkar

Savrulur uzaklara, hayaller hayal olur

Ağlaşan kuşlar düşer, tüyü göğe dokunur

Söylesene; sabrın sonundaki selametin adı ne

Nasıldır toprağı, havası ya da suyu

Çeşmeleri akar mı,  çiçekleri açar mı

Kırık aynaların ardından

Üç harfliler sekiz gözlü, yatak altı  bakar mı

Topukları kırılmış en sevdiğin ayakkabıların

Duvarı yıkılmış astığın tabloların

Boşver, papatyalar kurumadan daha güzel sararırmış

Boşver, alev olsan yaktığın dönüp seni yakarmış

Şimdi salla dünyayı, uykusu gelsin yine

Duyulmadık ninniler işitsin karanlıklar

Bir bakarsın içinden nurdan kandil yanarmış

Bak ne güzel; üzülmek tam buraya kadarmış...

 

LEYLİFER

Nilüfer Akıngül