Bazı iş adamlarının gelirleri kazandıklarını iddia ettikleri kazançlardan çok ileridedir. Son zamanlarda maliyenin yaptığı denetimlerde, kimi şirketlerin hesaplarında, kazanç durumlarını yeterli göstermedikleri tespit edilmiştir. Yani bir nevi kazançlarının bir kısmını devletten gizlemektedirler. Zaten çarşı pazara baktığınız zaman bunu gözlemleyebilirsiniz. Adil ve eşit bir vergi sisteminin hayat geçmesi herkesin beklentisidir.
Bugün Ülkede araç sayısı otuz milyonu geçmiştir. yani her üç kişiden bir kişiye bir araç düşmektedir.
Geliri yüksek olan insanlardan Kimi örgütlere yardım adı altında yapılan, o amaçla toplanan paralar; O, insanlarda o para kaynağı olduğu için; toplanmaktadır. Olmayan bir şey toplanmıyor. Eğer, yeteri kadar kazancı olmasa idi; Bu paralar, nasıl toplanacaktı. Demek ki; yeteri kadar vergi toplanamadığı için; yeteri kadar vergi denetimi yapılmadığı için; adamlar fazladan kazandıkları paraları, değişik yerlerde, değişik amaçlara uygun şekilde rahatça harcamaktadırlar. Nasıl olsa, Devletten kaçırmayı becermişlerdir. O halde geriye ne kaldı afiyetle yemek...
İnsan düşünmeden edemiyor. O, kadar yekun teşkil eden bu paralar, nasıl kazanıldı. Eğer kazanıldı ise; Devlete, bu topraklarda, burada yaşayan insanların sırtından kazanılan bu paralar için, yeteri kadar vergi verdiler mi? Eğer, yeteri kadar vergi vermiş olsalardı; malum örgütlere bu kadar yüklü miktarda para yardımı yapabilirler miydi?
YAHUT PİYASADA UÇUK HARCAMALARLA GÜNDEM OLUŞTURURLAR MI İDİ?
Piyasada cömertçe harcama yapabilirler miydi? Olmayan ihtiyaçlar çıkarıp, o ihtiyaçlar için milyarları harcarlar mıydı? Doğal olarak; olmayan bir şey, verilemez. Demek ki; insanlarda fazladan, rahatça ödeyebilecekleri miktarda, paralar vardır. İşte DEVLET, bu dolaylı vergi kaçırmanın önünü kesmelidir.
Muhasebecilik, Uzman olduğu konuda; mükellefe yol gösterme görevini üzerine almalıdır. Nasıl vergi kaçıracak, gibi bir düşüncede ve eylemde olmamalıdır. Yasal olarak, böyle bir açık var ise; O, açık kapanmalıdır. Öncelikle; Mükellefi değil; Devletini düşünmelidir. Devlet ise; bu konuda eksik gördüğü, yerleri hemen tespit etmelidir. Acil, yasalar çıkararak; bu açığı kapatmalıdır. Beklentimiz bu yöndedir.
Aynı iş adamlarının; asgari ücret artırma toplantılarında; nasıl set çekme uğraşı içerisinde olduklarını düşündüğümüz zaman; şu soruyu sormadan edemiyoruz? Aynı iş adamları; değişik yerlere sınırsız para harcarken, yahut bazı yerlere yüklü miktarda para yardımı yaparlarken; asgari ücret komisyonunda gösterdikleri, engelleme çabaları gibi; bir çaba içerisine girmekte midirler?
BUGÜN DEVLET İŞÇİ KARDEŞLERİMİZLE ÜCRET ARTIŞI KONUSUNDA GÖRÜŞMELER YAPMAKTADIR. Bu ücretler ile, asgari ücret kıyaslanamaz Burada pazarlık edilen Devletin resmi kurumlarıdır. Asgari ücret komisyonu ise, iş verenler ile yapılmaktadır. Ücret açısından aradaki farkı siz hesap edin...
Devletimizi yönetenlerin, bu konuda yeterli çalışmaları yaparak; adaletli, Devlete yetecek kadar; mükellefi ezmeden, yasal zemine dayalı, vergi sistemlerini hayata geçirmeleri, gerekir.
Böylece, hem Devlet maddi olarak, yeteri kadar güçlenecektir. Hem de; iş adamları, çalışanlarını korumuş olacaklardır. İstenilen, sosyal barış sağlanmış olacaktır. İşçi kardeşlerimiz de; işlerini severek yapacaklardır. İş adamı kardeşlerimiz de; değişik yerlere verecekleri miktarda parayı; Ya Devlete vermiş olacaklardır. Yahut, işçi kardeşlerimizin ücretlerine yansıtmış olacaklardır. Bu özlenen, istenen bir durumdur.
Devletimiz Üniversite öğrencilerimizi; burs ve barınma açısından; mağdur etmediği zaman; terör örgütleri, kendiliğinden yok olur, gider. İşte kimi terör örgütlerine, bu sahada maddi anlamda destekleri; iş adamları vermektedir. O nedenle; vergi toplama işi tekrardan gözden geçirilmelidir.
Kontrollü adaletli, herkesten gereği kadar, kazancı kadar, vergi alınan bir sistem hayata geçirilmelidir. Yeteri kadar denetim yapılmalıdır. Bu anlamda eksik olan; yeteri kadar denetim elemanı olmamasıdır. Denetim elemanlarının, gereği kadar görevini yapmamasıdır. Verilen yasal cezaların yeterli ve caydırıcı olmamasıdır.
Küçük esnaf açısından, Akşama kadar beş bin adet çay satan bir adam ile; akşama kadar bin çay satan adamın kazancının onda birini kazanan, bir esnafın; aynı şartlarda vergilendirilmesi, doğru değildir.
Acil, bütün öncelikler gözden geçirilerek; Vergi yasaları tekrar, ele alınmalıdır. Her alanda gelişme için; buna ihtiyacımız vardır.
Devlet güçlü olacaktır ki; emeklisine, çalışanına sahip çıksın...
TEMMUZ AYI ZAMLARI AÇIKLANIRKEN BAZI VATANDAŞLARIN MAĞDURİYETİ GÖZ ARDI EDİLMEMELİDİR.
Emekli beklenti içerisindedir... Asgari Ücretli beklenti içerisindedir... Vatandaş bu sıkıntılarının giderilmesini beklemektedir.
Devlet piyasa kontrolünü gerçekleştirmek zorundadır... Bugün 350 TL’ye satılan bir meyveyi bazı insanlar hayal bile etmemektedirler... Piyasaya DEVLET demir yumruğunu vurmalıdır...
Ayrıca radar sistemi büyük rahatsızlıklar oluşturmuştur. Halk şikayetçidir...
Gerçi Sayın BAKAN BU KONUDA BİR ÇALIŞMA YAPILACAĞINI BELİRTMİŞTİR.
En kısa zamanda çözülmelidir...
Tüm açlık edebiyatı yapanların bir kısmı tatil beldelerinde tüketim çılgınlığı yapmaktadırlar. İşte vergi denetimlerinin sıkça yapılması gereken mekanlar oradadır. Bu yerler çılgınca para harcamanın mekanları gibi gözükmektedir. O halde sıkı denetim şarttır. Kazanan kazandığının vergisini vermek zorundadır.
Güçlü Devlet, güçlü vergi sistemlerinin hayata geçirilmesi ile olur. Dolmayan havuz boşalmaz... Devlet önce gelir havuzunu doldurmalıdır... Halk adaletli bir vergi sisteminin olmadığı sorgulanmaktadır...
Devlete düşen görev; Çözüm ve çare üretmektir... Vesselam...