Üniversite kayıtlarının yoğunlaştığı şu günlerde; Öğrenci velilerini, acaib bir telaş sarmaktadır. Çocuğunun Üniversiteyi kazandığına sevinsin mi üzülsün mü Neden İŞTE SORULAR; Onu nasıl okutacağını düşünsün mü Çocuğum nerede kalacak, nasıl barınacak, nasıl beslenecek, diye; fikirler mi üretsin Bu sorular, velinin beynin de zonklamaktadır. Hemen aklına şu gelir. Neden okulu kazanan öğrencim, bu sıkıntılarla tanışsın DEVLET, her türlü imkanını kullanarak; barınma, beslenme, gibi sıkıntıları aşacak; çözümler üretsin ve beni rahatlatsın. Hele bir de; yoksul ve fakir öğrenci velisi iseniz; Kara, kara düşünmeye başlarsınız.
Okula kayıt yaptırılır, öğrenci yurda ve krediye baş vurur. Olmadı, burslar almaya başlar. Burs, verecek kurumlar bir de; öğrenci ile mülakat yapmak ister. Yurt yetersizliğinden dolayı; yurt ihtiyacını karşılamak adına açılan; vakıf ve dernekler, öğrenci ile; bire bir görüşmek ve karar vermek ister. Kısacası, tam bir serüven... sonucunu bilemediği yolculuğa; karmaşık düşünceler içerisinde, başlar...
Devlet, bildiğim kadarı ile; öğrencilere 350 civarında, kredi vermektedir. Yurt; DEVLET yurdu olmaz ise; bu miktar yetmez. Kimi yöneticiler, Devlet yurtlarında; barınan öğrencilere, ek takviyeler yapıldığını ve öğrencinin kimseye muhtaç olmadığını söylerler, doğrudur. Ancak, Devlet yurtları öğrencinin tamamını alacak, kapasitede, değildir. Yetersizdir. Böyle olunca; öğrenciye git, başının çaresine; bak, mesajı verilmiş olur. Kısacası, öğrenci ve de velisi açısından; yıpratıcı bir yolculuk başlamış olur. Öğrenci maddi açıdan da; rahatlamak adına; kendisine burs ve yurt imkanı sağlayacak; STK ların, peşine düşer.
Asıl serüven, bundan sonra başlar. Son zamanlarda; bir gurubun tasfiyesi açısından; o gurubun burs ve yurt imkanlarından yararlanma konumu, gerileme gösterdiğinden; kimi vakıf ve dernekler, bu açığı kapatma açısından; öne çıkmış, gibi gözükmektedirler. İş bununla kalsa; iyidir. O vakıf ve derneklerin; doğal olarak, çoğu yöneticilerin de; bir kasılma, bir burunlarını metrelerce yukarı çıkarma, hareketi başlamıştır. Önceleri yurtlarında, öğrenci barındırmak adına; çeşitli sevecenlikler yapan adamlar, gitmiş; yerine vurdumduymaz, kendini beğenmiş, mirasyedi, şımarık insanlar gelmiştir. Neden çünkü, kendisine ihtiyaç hissedilmektedir de; ondan. Öğrencileri testlerden geçirme, mülakatlar, referanslar, beğenmemeler, falan.., filan... Sonuç; o öğrenci de; şimdiden o tür davranışlar içerisinde bulunan tüm vakıf ve derneklere; içten, içten kin duymalar, nefretler başlar. Bazı, dernek ve vakıflar, seçtikleri yönetici konumundaki insanlarla; şimdiden, bu yarışı kaybeden taraf olmuşlardır. Çünkü, ne kadar insan psikolojisinden anlamayan, sosyolojik derinliği olmayan; Devletin herhangi bir kadrosunda görev alma becerisini başaramamış, insanları; ahbap, çavuş ilişkisi ile; oraya yönetici atamışlardır. Bunlar üzerinden; öğrenci kazanmayı, kendi düşüncelerine yönelik, eleman yetiştirmeyi planlamaktadırlar. Eyvah, şimdiden kaybettiler. Üstelik, bu yerler öğrenci başına bugünün değeri ile, azımsanamayacak paralar almaktadırlar. Başka bir deyişle; Devletin verdiği; kredinin en az iki misli para almaktadırlar. Üstelik bu vakıf ve dernekler; vatandaştan, fakir öğrenci okutuyoruz, diye yardımlar toplamaktadırlar. Aldıkları; zekat ve fitre, kurban yardımlarının haricinde; bu paraları öğrencilerden almaktadırlar. Bu da olmadı; o zaman hadi kiralık ev aramaya... O durumun nasıl bir durum olduğu da; Ülke gerçeğidir... Astronomik fiyatlar, denetimsiz evler, korunmasız gençler, tehlikeli arkadaşlıklar, kontrol altına alınamayan ilişkiler... O nedenle; Devlet denetiminde, sorumluların olduğu, Devletin elinin uzandığı yurtlarda; öğrencinin tahsil hayatını devam ettirmesi, en doğru seçenektir.
Üzerinde zaman, zaman duracağımız, bu konuyu önemsiyorum. NEDEN çünkü, maddi imkansızlıklar içerisinde olan, bir genç; o maddi imkansızlıkları gidermek adına; çeşitli insanların, düşüncelerin, zararlı akımların eline düşmeye, potansiyel aday olarak, gözükmektedir. Çaresiz bırakılmaktadır. Bu tür yanlışların önüne geçmek için; YA devletimiz en kısa zamanda; yurt ve kredi meselesini kökten halledecek, gençler kimseye muhtaç olmayacaktır. Yahut, yurt imkanı vermediği gençlere; onların, bu ihtiyaçlarını karşılayacak, miktarda; kredi verecektir. Kimseye ihtiyaç hissetmeyen genç; daha öğrencilik yıllarında; kimsenin önünde eğilmeden, gayet gururlu bir şekilde okulunu bitirecektir. İşte o zaman; o vakıf ve dernekler, kendiliğinden kapanacaktır. Eğer, bunu yapamıyorsanız; gençlerinizi en önemli çağlarında; her türlü tehlikeye açık, konumda bırakıyorsunuz, demektir. Bu kabul edilemez. Gençleri bu duruma düşürmektense; Üniversite kontenjanlarını düşürmeyi, barındırma imkanı veremediğimiz , insanımızı; yüksek okul yollarında; perişan etmemeyi planlamak, daha doğrudur. Bir gencin bu yollarla perişan olması gerçekten acıdır. Öyle olacağına; hiç o yollara başlamadan; hayatı kazanmanın başka yollarını bulsun, daha iyidir. Daha sağlıklı, daha az yıpranmış nesillerden; daha güzel sonuçlar alınır...
BİR KEZ DAHA GENÇLİĞİMİZ EYVAH... diyoruz... İnşallah birileri duyar...