Yaklaşık 150 kişiden oluşan kadın grubun ise eylemde Kur’an-ı Kerim ve Cevşen okumaları dikkat çekti. Basın açıklaması yapan grup olaysız bir şekilde dağıldı. Eyleme Türk Kamu-Sen, Türk Eğitim-Sen, CHP ve BBP de destek verdi.
HAYRULLAH AĞKAŞ
Pazar günü Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı ve Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca başta olmak üzere gözaltına alınan operasyon, Sivas’ta protesto edildi.
Pazar sabahında geçtiğimiz yıl 17-25 Aralık 2013’teki rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının yıldönümüne, yeni bir operasyon gerçekleştirildi. İstanbul başta olmak üzere birçok ilde Pazar günü sabah başlayan operasyonda Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca ile Terörle Mücadele Şubesi’nin eski yetkililerinin de aralarında bulunduğu 31 kişi hakkındaki gözaltı kararları uygulamaya konuldu. Bu kapsamda 27 kişi şüpheli sıfatıyla gözaltına alındı.
Dün Sivas Adliye Sarayı’nın önünde toplanan yaklaşık 400 kişilik grup yapılan operasyona tepki gösterdi. Ellerinde Zaman Gazetesi nüshası ile birlikte ‘Özgür basın susturulamaz’, ‘Demokrasiye darbe’, ‘Medyaya darbe’, ‘Zalimler için yaşasın cehennem’, ‘Allah var gam yok’ yazılı dövizlerle gözaltı kararlarına tepki gösterdi.
Eyleme katılan yaklaşık 150 kadının ellerinde bulunan Zaman Gazetelerinin yanı sıra Kur’an-ı Kerim ve Cevşen okumaları dikkat çekti.
Aktif Eğitim-Sen Sivas İl Temsilciliği tarafından organize edilen eyleme Türkiye Kamu-Sen, Türk Eğitim-Sen, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Büyük Birlik Partisi (BBP) de destek verdi.
Grup adına bir açıklama yapan Aktif Eğitim Sen İl Temsilcisi Levent Nergiz, ‘Yaşadığımız ülke her geçen gün nefes almanın biraz daha zorlaştığı bir yer haline geliyor. Devlet olarak tarafı olduğumuz uluslar arası sözleşmelerle garanti altına alınmış neredeyse bütün temel insan hak ve özgürlükleri ihlale uğruyor. İşin kötü tarafı ise bu vahim ihlallerin bizzat yöneticiler eliyle gerçekleştiriliyor olmasıdır. Biz inanıyoruz ki yeryüzünde bir insanın veya başka bir canlının hakkını ihlal eden yüce yaratıcının hakkını da gasp etme kabahatini işlemiş oluyor’ dedi.
Eğitimde, adliyede, emniyette hemen hemen kamunun her alanında haksız ve hukuksuz uygulamalara imza atıldığını iddia eden Nergiz, ‘Tasfiyeler, sürgünler ve haksız biçimde görevden almalar birbirini takip ediyor. Bütün bu yapılanların güzel ülkemize neler kaybettirdiği hiç ama hiç önemsenmiyor. Yetişmiş devlet kadroları hızardan geçiriliyor ve kesilip biçiliyor. Türkiye her geçen gün biraz daha fazla kan kaybediyor. Yarın ne olacağı kimse tarafından kestirilemiyor’ dedi.
Aktif Eğitim Sen İl Temsilcisi Levent Nergiz, şunları kaydetti:
‘Bu ülkenin okullarında görev yapan 7 binin üzerinde tecrübeli ve başarılı idareci siyasal ve sendikal olarak yandaş olmadığı için göstermelik puanlamalarla tavsiye edilmiş durumda. Baskıcı anlayış Anayasa’yı ve uluslar arası tüm hukuki metinleri hiçe sayarak milyonlarca öğrencimizin yararlandığı eğitim yuvalarının kapısına kilit vurma yarışında… Yoksul öğrencilere ücretsiz eğitim veren bu gönüle ülkemize ciddi oranda katkı sağlayan okuma salonları hangi haklı hizmetle kapatılıyor. Nasıl bir makul gerekçeyle, gençlerimizin sokaklarda kalmasının önünde geçen yurtların kapısına kilit vuruluyor. Zaten 17-25 Aralık’tan bu yana Türkiye’de bir asra yetecek kadar yanlış yapıldı ve yapılmaya devam ediliyor. Bunları yapan idare öylesine fütursuz ki yaptığı hataları söyleme, sorgulama konumunda olan medya organlarını da susturmak ve sindirmek için her şeyi yapıyor.’
TÜRKİYE BASIN ÖRGÜRLÜĞÜNDE 156. SIRADA
Türkiye’nin basın özgürlüğü sıralamasında Dünya’da 156. Sırada yer aldığını kaydeden Nergiz şöyle devam etti:
‘İstatistikler bir kısım siyasi aktörlerin medyaya yönelik doğrudan ve dolaylı baskıları yüzünden son bir yılda 2 bine yakın gazetecinin işsiz kaldığını söylüyor. Uluslar arası sınır tanımayan gazeteciler örgütü verilerine göre dünya basın özgürlüğü sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 154. sıraya gerilemiş durumda.’
KAMU ÇALIŞANLARI FİŞLENİYOR
‘Kamu çalışanlarının siyasi ya da etnik kökenlerine göre fişlendiğini ifade eden Nergiz şöyle devam etti:
‘Kamu çalışanları ayrımcılığa tabi tutuluyor. Hakları elinden alınıyor. Bütün bu yapılanlar birer utanç vesikası olarak tarihin karanlık sayfalarında yerini alacaktır. Ama insanlık onuru her devirde olduğu gibi bu devirde de insan hakkı ihlallerine, hukuksuzluklara, baskılara, zorbalıklara ve zulümlere karşı direnmeye devam edecek ve eninde sonunda kazanacaktır. Bizler bu onurlu, haklı ve vicdanlı mücadelenin daima arkasında ve yanında olacağız. Üyelerimizden ve aziz milletimizden aldığımız güçle gerçekleri korkmadan söyleyecek ve haksızlıklar karşısında asla susmayacağız. İnancımız gereği çok iyi biliyoruz ki zulmün ayyuka çıktığı bir yerde zalimler kadar zulme rıza gösterenlerde sorumludur. Biz babalarımızdan ve dedelerimizden hür ve bağımsız bir Türkiye’yi emanet aldık. Evlatlarımıza ve torunlarımıza aynı şekilde hür ve bağımsız bir Türkiye teslim edeceğiz.’
ZULÜM ASLA KABUL EDİLEMEZ
Türkiye Kamu-Sen Sivas İl Temsilcisi ve Türk Ulaşım-Sen Sivas Şube Başkanı Nurullah Albayrak ise konuşmasında, ‘Zulüm asla kabul edilemez. Hangi sebep, hangi gerekçeler olursa olsun. Zulme seyirci kalmak, ‘Hak ettiler’ demek bize yakışmaz. İddiamız Türkiye’nin hukuk içerisinde insan haklarına saygı çerçevesinde yürümesi ise bunu kime hukuk dışı muamele yapılırsa yapılsın, karşı durarak göstereceğiz’ ifadelerine yer verdi.
‘Türkiye Kamu-Sen olarak sonuna kadar hukukun üstünlüğü, sonuna kadar insanlığa saygı diyoruz’ diyen Albayrak, ‘Bu anlayışımız bize veya başkasına kime hukuksuzluk yapılırsa yapılsın, asla değişmeyecektir. Bugün yaşadığımız vicdan ölçülerini aşmış, izan sahibi olanlar bakımından kamu vicdanını sızlatmıştır. Bu anlayış ülkemize bir dünya nazarında da ayıplı bir ülke haline düşürmektedir. Hak etsin ya da etmesin zulme uğrayanın yanında olmak delikanlı ve samimi olmanın da en önemli göstergesidir. Bu ülke 12 Eylül’leri, 28 Şubat post modern darbelerini gördü. Dün kahraman denilenler, bugün zalim ve diktatör olarak anılıyor. Bütün bunlardan ders almayanlar yarın nasıl alacaktır’ dedi.
HUKUKSUZLUĞUN KARŞISINDAYIZ
Türkiye’nin zor günlerden geçtiğini ifade eden CHP Sivas İl Başkanı Ulaş Karasu da ‘12 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı hızlı bir şekilde diktatörleşerek, tüm kesimleri susturmaya, kendisine muhalif tüm hareketleri sindirmeye, operasyonuyla, yargısıyla, emniyetiyle devam ediyor’ dedi.
AK Parti’nin geçmişte yapmış olduğu anlayışı bugün de tekrarlandığını kaydeden Karasu şunları kaydetti:
‘İş adamına vergi daireleriyle baskı uyguluyor. Basınına yargıyla, kendisinin satın alamadığı basın gruplarına, kendisine en küçük bir eleştiriyi yönelten basın kuruluşlarına ya da yazarlara en ağır şekilde ya işinden ediyor ya cezalar uyguluyor ya da hapse atıyor, yargısız infazlar gerçekleştiriyor. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, geçmişte Ergenekon’da, Balyoz’da yapılan hukuksuzluğa karşı da ayaktaydık. Bugün Zaman Gazetesi’ne, Samanyolu Grubu’na yapılan haksızlığında karşısındayız. Çünkü biz mazlumun yanında olmak zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti Recep Tayyip Erdoğan’ın kaçak sarayında iki dudağının arasında insanları mahkûm ettirmeye insanları yok etmeye, insanların hayatını karartmaya hakkı yoktur. Bunu elbet halkımız değerlendirecektir. Vatandaşımız bugün yaşanan süreci gayet iyi bir şekilde görmektedir, görmek zorundadır. Çünkü yoksa bazı şeyler için çok geç olacaktır. Burada yapılan hukuksuzluğa, haksızlığa karşı da tepkimizi ortaya koyacağız. Geçmişte koyduk, bugünde koyuyoruz yarın da koymaya devam edeceğiz.’
MUSA’LARIN YANINDAYIZ
Konuşmalarına Şehit Lider Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir sözüyle başlayan BBP Merkez İlçe Başkanı Ömer Ağdoğan ‘Firavuna karşı olmak yetmez, Musa’nın, Musa’ların yanında olmak gerekir’ dedi.
Ağdoğan şöyle devam etti:
‘Buraya dün yapılan haksızlığa karşı tavır koymaya gelen herkesi selamlıyorum. Yapılan haksızlıkların karşısındayız. Dün 28 Şubat’ta yapılan haksızlık neyse, yanlış neyse bugünde aynısı yapılmakta, aynı şekilde zulüm yapılmaktadır. Zulme her zaman karşı duran bir camia olarak, bugünkü yapılan zulmü kınıyor, zalimlere yaptıkları işlerin muhasebesini bir kez daha yapmalarını tavsiye ediyor, işin sonunun bu akıl ve bu şekilde gitmesi sonucunda kötüye gideceğini ikaz ediyoruz.’
