Hızal, ‘Toplumsal olaylarda hayatını kaybedenlere şehit ifadesinin kullanılması kahramanca mücadele eden asker ve polis Şehitlerimize ve Kahraman Gazilerimize saygısızlıktır’ dedi. 1989 yılında ilimizin ilk terör şehidi olan Şehit Asteğmen Mustafa Erdem’in babası Muammer Erdem ise, ‘Hatır için şehitlik verilmez. Vatanın bölünmez bütünlüğü için dağda terör örgütleriyle çarpışan askerlerimizle hatıra şehitlik verilen kişileri bir tutmak çok büyük saygısızlıktır’ dedi. Sivas’ın ilk terör gazisi olan Veysel Yıldırım da, Artık at iziyle, it izi birbirine karıştı’ ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
HAYRULLAH AĞKAŞ
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Mustafa Hızal, son zamanlarda toplumsal olaylarda hayatını kaybeden vatandaşlarımıza verilen Şehitlik ve Gazilik unvanına tepki gösterdi.
Hızal, dernek binasında çok sayıda şehit yakını ve gazilerle birlikte bir basın toplantısı düzenledi.
Sözlerine şehit ve gazilerimizi anarak başlayan Hızal, ‘Ülkemizin birliği ve bütünlüğünü bozmaya çalışan bölücü terör örgütlerine karşı, canlarını siper eden, Kahraman Mehmetçiğimiz ve emniyet güçlerimiz yaklaşık iki buçuk aydır her gün bir fidanımız, çocuklarının istikbalini görmeden, yeni doğan ve doğacak olan çocuklarına yavrum, oğlum, kızım demeden hayatlarının baharında Şehitlik mertebesine ulaşmışlardır. Bu kardeşlerimize Allah’tan rahmet kederli ailelerine başsağlığı diliyorum. Bu mücadelede yaralanan gerçek kahraman Gazilerimize acil şifalar diliyoruz’ ifadelerini kullandı.
Ankara’da yaşanan patlamaya da değinen Hızal, ‘Ankara’nın göbeğinde yaşanan patlama sonucu, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Yaralı olan vatandaşlarımıza acil şifalar diliyoruz’ dedi.
Tarih boyunca şehitlik mertebesi ve Gazilik onuruna ulaşmanın her Türk evladı için en büyük gurur kaynağı olduğunu kaydeden Hızal, ‘Çanakkale’de, Kore’de Kıbrıs’ta, 1984 yılından bu güne kadar terörle mücadelede Kahraman Mehmetçiğimiz ve emniyet güçlerimiz dağ, tepe, kar, çamur demeden Kahramanca mücadele ederek Şehitlik ve Gazilik mertebesine ulaşmışlardır’ dedi.
Hızal şöyle devam etti:
‘Son günlerde, her toplumsal olaylarda, afetlerde, göçüklerde, patlamalarda, hayatlarını kaybeden vatandaşlarımıza Şehitlik ve Gazilik ifadelerinin verilmesi Kahramanca mücadele eden asker ve polis Şehitlerimize ve Kahraman Gazilerimize saygısızlıktır. Şehitlerimizin geride kalan eş, çocuk, anne, baba ve kahraman Gazilerimize verilen sosyal hakların üzerinden bu tür olaylarda hayatlarını kaybedenlere sivil şehitlik ve sivil gazilik verilmesi nasıl bir anlayıştır. Bunu anlamakta güçlük çekmekteyiz.
Şehitlik ve Gazilik unvanlarına saygı duyulmasını istediklerini belirten Hızal şöyle devam etti:
‘Bizler yıllardır ilgili makamlara, Şehitliğin ve Gaziliğin tanımının yapılmasını istedik. Bu Şerefli mertebenin en yükseklerde kalacak şekilde saygı duyulmasını istiyoruz. Şehitliğin ve Gaziliğin vatan savunmasından çıkartıp, devletin her türlü kademelerinde yaşadığı her türlü olaylarda Şehitlik ve Gazililik verilmesi, bu milletin Şehitlik ve Gazilik onurunu ve saygınlığını yitirmektir. Bizler geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, gençlerimize, vatandaşlarımıza kutsal değerlerimiz olan Şehitlik ve Gazilik mertebesini izah etmekte zorlanmaktayız.
Bir taraftan dağlarda aylardır teröristlerle mücadele eden kahramanlarımız, bir taraftan kurum içerisinde ayağı kayıp düşmüş, ölmüş buna ‘Şehit’. Yaralanmış kolu kırılmış buna ‘Gazi’, diyoruz. Bunun cevabını siz değerli kamuoyunun vicdanına bırakıyorum.
3713 sayılı terörle mücadele kanun kapsamındaki aziz Şehitlerimizin ailelerine ve Kahraman Gazilerimize verilen sosyal hakları birbirine karıştırmadan, ilgili bakanlığın bir çalışma yaparak bu yapılan yanlışlıklardan dönülmesini ve özlük haklarının gözden geçirilmesini istiyoruz. Bu tür olaylarda hayatlarını kaybeden ve yaralanan vatandaşlarımızın gerekli incelemeler yapılarak, başka bir kanun kapsamında sosyal haklar verilmesi bir ülkenin vatandaşına olan sorumluluğu ve devletin şefkatli kollarına almasıdır...’
‘AT İZİ İT İZİNE KARIŞTI’
Sivas Şehit Aileleri ve Gazileri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Mustafa Hızal’ın konuşmalarının ardından bazı şehit yakınları ile gazilerde söz alarak, duruma tepki gösterdi. Yaşananların şehitlerimize ve gazilerimize saygısızlık olduğunu belirten şehit aileleri ile gaziler, ‘At izi, it izine karıştı’ dediler.
1989 yılında ilimizden ilk terör şehidi olan Şehit Asteğmen Mustafa Erdem’in babası Muammer Erdem, ‘Şehitlik ve Gazilik parayla satın alınabilecek bir mertebe değildir. Vatan için, bayrak için, toprak için ve bu memleketin bölünmez bütünlüğü için çarpışarak, vatan uğruna şehit olan, kanını verenlere şehit denir. Hatır için şehitlik verilmez. Bu çok yanlış. Ben bir şehit yakını olarak bu duruma tepki gösteriyorum. Vatanın bölünmez bütünlüğü için dağda terör örgütleriyle çarpışan askerlerimizle hatıra şehitlik verilen kişileri bir tutmak çok büyük saygısızlıktır. Bu durum şehit ailelerinin tamamını derinden üzmüştür.’ dedi.
Uludere’de şahadet şerbetini içen ve ilimizin en son şehidi olan Musa Topaloğlu’nun babası Fatih Topaloğlu ise, ‘Benim kızım da araba çarpması sonucu hayatını kaybetti. O zaman o da şehit sayılsın. Her toplumsal olayda ölene şehit dersek, şehitlik mertebesinin bir anlamı kalmaz. O zaman 10 kişi iskeleden düşüp, hayatını kaybetsin. Onlara da şehit diyelim. Ben bu yaşananları kamuoyunun takdirine bırakıyorum’ ifadeleriyle tepkisini dile getirdi.
1984 yılında Sivas’ın ilk terör gazisi olan Veysel Yıldırım da Ankara’da yaşananlardan sonra verilen şehitlik unvanlarının tüm şehit ailelerini ve terör gazilerini üzdüğünü belirtti. Artık at iziyle, it izi birbirine karıştı. Biz bu duruma üzülüyoruz’ şeklinde konuştu.
