İmam,
Polis,
Bankacı,
Muhasebeci,
Öğretmen,
Avukat,
Boşta gezer,
Hatta travesti...
Her meslek grubundan insan müteahhit olup binalar yapabilir, siteler kurabilir…
...
4 yıllık yarım yamalak eğitimden sonra, herkes İnşaat Mühendisi ve Mimar olabilir. Ve belgeyi aldığı gün 40 katlı bir inşaatın projesine bile imza atabilir.
Ne mesleki tecrübe şartı aranır ne de ehil olma şartı.
Müteahhitler de zaten hep yeni mezunlarla sözleşme yaparlar. Çünkü hem ucuzdurlar hem de gözü kapalı imza atarlar.
...
Herhangi bir Belediye Meclisi, istediği sahada arsa üretebilir ve dilediği kat yüksekliğinde imar verebilir.
Eski planda sadece 2 kat izni verilirken, 10-15 kata çıkarılan bölgelere, memleketin her yerinde rastlayabilirsiniz…
...
Tüm bu unsurlar bir araya gelip; inşa ettikleri, 3 oda bir tabut, 4 oda bir tabut Saraylarda! Bir gün mutlaka olacak bir deprem ile on binlerce masum insanın felaketini adeta bir talan heyecanıyla, birlikte hazırlarlar.
...
Ve zaten kevgire dönen imar kanunu da zaman zaman çıkarılan af kanunlarıyla, hepten devre dışı kalır vesselam.
...
Hele bir de her nasılsa sağlam yapılmış binalarda, dükkan için taşıyıcı kolonları kesilmesi cinneti var ki; bu zaten her türlü kategorinin dışında...
...
Evet!...
Şimdi yol ayrımındayız.
Devlet Millet el ele;
Ya aklımızı, ahlakımızı ve bilimi rehber edeceğiz ya da sorumsuzluğumuzun, aymazlığımızın, hırsımızın ve pis iştahımızın kölesi olmaya devam edeceğiz.
Ama şunu unutmayalım.
Bu hal devam ederse; yine böyle bir büyük afetin ardından, yurt dışından, bu kez kurtarma timleri değil, işgal tümenleri gelir.
Alırlar elimizden vatanımızı...
Zaten, biz bu kafayla medeniyet beşiği olan bu canım toprakları hak etmiyoruz ki!
Herkes bilmeli ki;
Bu raddeden sonra, İMAR meselesi bizim için bir MİLLİ GÜVENLİK MESELESİDİR...