Sabah kuşağında TV' ye bir göz atayım dedim.

Aman Allah’ım !

- Öğrencilerine küfürler eden öğretmen,

- Kızlarının yanında karısını bıçaklayarak öldüren koca,

- İşçisini hortumla döven patron,

- Apartmanda onlarca kedi besleyip, komşulara hayatı zindan eden komşu,

- Hırsızlık yaptığı anlaşılınca, soyunup kendini yerlere atan kadın müşteri,

- Yerde sürünerek odasına gitmeye çalışan özürlünün, üstünden atlayıp geçen Bakımevi görevlileri

- Sarkıntılık ettikleri çocuk yaştaki kızlar için, kendilerini uyardı diye 17 yaşındaki delikanlıyı gözlerini kırpmadan öldüren gençler

Ve

hatırlamakta güçlük çektiğim daha neler neler...

İyiye gitmiyoruz dostlar, iyiye gitmiyoruz.

Böyle söyleyince hemen, bunlar eskiden de vardı ama şimdi herşey duyuluyor diye savunanlar oluyor ama iş öyle değil.

Her yıl katlanarak giden adli vakalar, karakol ve adliyeye sığmayan suçlular ve arşivden taşan dosyalar toplumun çürümeye başladığını ve kötülüğün önünün alınamadığını gösteriyor.

Yani eskiden bir olan, bugün bin oluyor...

Zira, İnsan denen mahluk terbiye edilmez, eğitilmez ve kemale ermez ise yaratılmışların en tehlikelisine dönüşüyor.

Kemale ermek...

Ne kadar hoş ama bir o kadar da naftalin kokan bir mefhum değil mi

Zira onu da, çatı arasındaki hazinelerin yanına kaldıralı çok oldu.

Söyler misiniz Allah aşkına!

Günlük hayat içerisinde kim, nasıl ve ne şekilde kemale erecek.

Aileler perşan,

Okullar darmadağın,

Kurumlar boşaltılmış,

Ocaklar kapatılmış...

Koca Yunus'un çağlar ötesinden '' Bir Mürşidi kamile varmazsan olmaz '' diye gürlemesinin hikmeti sebebi şimdi daha iyi anlaşılıyor olmalı.

Eskiden muhkem bir duvarın taşları gibi, birbirine yaslanarak ayakta duran cemiyet, şimdi altta kalanın canı çıksın diyen kafaların cinnetiyle buhranda.

Kısaca,

Adam yetişmiyor dostlar adam.

Adam yetişmeyince de; şairin ddiği gibi '' Tepetaklak ehram, başı üstünde Bina ' gibi duruyoruz.

Ben kapattım ama Televizyonlar şimdi;

nikahsız birliktelikler,

babasız çocuklar,

sadakatsiz eşler

ve

zerre utanması olanın, kulaklarına kadar kızaracağı nice olayların işlendiği ve seyircisi ev hanımlarımız olan; öğlen kuşağına hazırlanıyorlar.

Ve bunlara kimse de dur demiyor.

Ümit olmayınca insanda mecal de kalmıyor demek ki...

Rabbim cümlemize derman vere...