100 soruyu 90 dakikada cevaplamak, insanı daha karakterli yapmıyor.

Bir soruyu on saniyenin altında çözmek, daha edepli etmiyor.

Formül ezberlemek daha vicdanlı,

hızlı okumak daha dürüst,

doğru kodlamak daha naif yapamıyor.

Her soruya cevap veren daha kibar,

derse katılan daha delikanlı,

meraklı olan daha nazik olmuyor.

Yüksek puan almak yüksek seciyeye,

kolejde okumak kemalata,

mezun olmak adamlığa kafi gelmiyor.

Lise bitirmek, Üniversiteye girmek, dereceyle mezun olmak da tek başına: ne insan olmayı, ne de insan kalmayı sağlayabiliyor.

Edepsiz, emelsiz, emeksiz, hedefsiz, idraksiz, irfansız ve izansız bir eğitimin varacağı nokta;

- Sokakta tanımadığı kadını yumruklayan,

- Özürlü genci linç eden,

- Hırsızlık yapan,

- Fuhşa müptela olan,

- Milletine hain, Bayrağına düşman, değerlerine aykırı insan üretmekten başka bir şey değil.

Maneviyatsız eğitim;

- Adaletsiz Hakim,

- Vicdansız hekim,

- İrfansız öğretmen

- İzansız mühendis... yetiştirmekten başka işe yaramıyor.

İnsanı insan yapan her ne varsa, ölmüşlerimizle birlikte gömdük toprağa.

Anne - Baba olarak; çocuk değil, Dünyayı kendi etrafında döndüren küçük Firavuncuklar yetiştiriyoruz..

Mahalleler, evlatlarımıza tuzak kuran karanlık dehlizlere döndü.

Okullardan ekseriyetle; çok zeki, çok kabiliyetli, yüksek donanımlı baş belaları yetişiyor.

Ecdadın;

edebi baş tacı eden;

ve

" burada hiçbir kuş yüzmeye, hiçbir balık uçmaya zorlanmaz" anlayışına o kadar muhtacız ki...