Telleri kopar gibi derininden sesimin

Biletimi kendim kestim yüzünden bir delinin

Ne dönmek var artık ne liman ne de kara

Son seferindeydim sona giden geminin

 

Okumadım belki ama okutmayı okuttum

Kabullenmedim bunu zamana kafa tuttum

Unutayım derken onu, ne mi kaldı aklımda

Bilmiyorum, ondan başka ne var ne yok unuttum

 

Şiirin ötesine dizili şimdi kelimelerim

Şafağın ardında saklanan kırmızı kadar sıcak

Ne İbrahim olabildim ne Hacer ne İsmail

Daha doğrulmadan saplandı binbir bıçak.

 

Işığın kanadında kaldı o hayalin gölgesi

Biliyorum, karanlık bahçelerde açıyor ölüm.

Ne bülbül ne kanarya ne o güzel kuşlar var,

Akbabalar kargalar meftunu oldu gülün.

 

Sürgün kelimelerle mülteci şiirlerim

Müebbet yemiş gibi, gelme git demiş gibi

Acısını yudumluyor anbean bu yüreğim

Düşünce tetiğinde beynimi delmiş gibi

 

Hüznümün göğsünde süt kardeşsiz büyüdüm

Hep boşa çıkan döngü ellerimi uzatsam,

Bu yüzden mutluluğa nikâhım düşmez benim

Yenilgi benden yana tüm cihanı kuşatsam.

Leylifer