SEÇİM SONRASI ELEŞTİRİLER

Orhan Arslan
Orhan Arslan
SEÇİM     SONRASI    ELEŞTİRİLER
04-07-2018

Ülke, yorucu bir seçimden çıktı. Kesin sonuçların açıklanması ile; kurulacak idarenin, Devasa sorunlarla uğraşmasını bekliyoruz.

Öyle, Bizim istediğimiz, kimileri gibi; şunları yapın, şunları bırakın, tarzında istekler ve emirler vermek değil...

Siyasi açıdan yapılanları, yapılanmaları, kadroları, seçilmişleri, seçilecekleri, eleştirmek için; O, yapının içerisinde bizzat olmak gerektiğine inananlardanım. İçinde olmadığın, emek sarf etmediğin, zamanını vermediğin, çalışmaların hiç birine katılmadığın halde; akıl verenleri, yol göstermeye çalışanları, siyasi partiye ayar çekmek için; fikir üretenlerin yaptıklarını; doğru bulmuyorum.

Siyasi partiler, iktidar oldukları zaman; elbette eleştirilere tabi olacaklardır. Yanlışları söylenecektir... Sistemin içerisinde zaten, muhalefet etmek, diye bir kavram vardır. Yapılan muhalefet etme eyleminde; yapıcı olmak gerekir.

Kimilerinin kendilerini; siyasi yapılanmadan üstün görmesi, Onlara üst seviyeden ayar çekmesi, aynı zamanda; siyasilerin yaptıklarını küçümsemektir. Onların yaptıklarına; Emeklerine saygısızlıktır. O, yapılanmanın içerisinde bulunan kimi insanları; ispatı olmayan suçlamalarla, hedef tahtasına koymak; aynı zamanda kul hakkıdır. Eğer böyle bir durum yok ise; iftiradır... 

Fitne çıkarma amaçlı, girişimlerdir...

Henüz yeni bir seçimden çıkmış olan, yeni bir sistemin uygulanma alanını oluşturmaya çalışan, iradeye; eksikliklerin var, kadroların yanlış, vekil tercihlerin arızalı, yanlış adamlar, teşkilatın içerisinde diyerek; çalışma azim ve gayretlerini kırmayı doğru bulmuyorum.

Bu toplum bizlerden oluşuyor. Yani, toplumun içerisinden gelerek, görev alan insanlar; bu toplumun var olan gerçekleridir. İnsanlar inceden, inceye; bir öz eleştiri yapacak olurlar ise; bazı insanların yaptıkları yanlışları sıralar iken; kendisinde de; bir takım yanlışlıkların olacağının hesabını yapmalıdır.

Bu adam şurada niye var? diye sorgularken, acaba, ben orada olsam, nasıl olurdum? diyebilmelidir. Kusur ararsanız her insanda bulabilirsiniz, Bu doğal bir sonuçtur. Kusursuz, hatasız insan bulmak zordur. Önemli olan yapıcı müdahaleler ile, bu hataları ve kusurları ortadan kaldırmak için; çaba ve gayret sarf etmektir. Bu da; öyle dışarıdan, akıl ve fikir vererek; ayar  vermek çabası ile olmaz... İçerisinde olacaksın.., içerisinde...

Sonuçta, böyle dışardan ayar verme çabansında olan nice insanı; aynı durum kendilerinin başına geldiği zaman; eleştirdiklerinden daha çok eleştirildiğine şahit olduk...

Hayatın acımasız, gerçeği...

Hükumetin ve siyasi iktidarın yaptıkları yanlışlar var ise; Onlar eleştirilebilir. Yapılan yanlışların olmaması için; yol gösterilebilir. Değişik fikirlerin olacağını ihtimal dahilinde tutarak; bu eleştirilere hak verilebilir.

Tekrar ediyorum, Siyasi iktidarın yaptıklarını küçümseyerek, bir nevi kulak çekme anlamında; girişimlerde bulunanların yaptıkları doğru değildir. Ortada bir emek vardır. Çalışma ve gayret vardır. Uykusuzluk, yorgunluk, halsizlik içerisinde bir koşu vardır. Ortaya konan bir hayat vardır. Hedeflenen bir gelecek vardır...

En azından; İnsanların yaptığı  yıpratıcı, yorucu, sizi hayatın her alanından uzaklaştırıcı çalışmalara; saygı duymak gerekir.

Bazı yanlış değerlendirmeler; Bu çalışmaların içerisinde bulunan, tüm karşılıksız çalışanlara, teşekkür etmek yerine; suçlamak anlamına gelir.

Burada bizim karşı olduğumuz, Siyasi kadro yapılanmasının içerisinde olmadan; O, kadronun yaptıklarından, oluşturduğu kadrolardan, teşkilat içerisindeki aksaklıklardan, teşkilatın yaptığı yanlışlardan, şikayetçi olmak; Eğer, içerisine girip görev alma sorumluluğunu üzerine almıyorsan; doğru değildir. Bu emek sarf etmeden, nimet peşinde koşmaya benzer...

Dışarıdan gazel okumaktır... 

Sahada olan biteni anlamak için; sahada olmak gerekir. Eğer, tribünde seyirci iseniz; olayı, seyirci mantığı ile değerlendirirsiniz. Sahada olup, bitenden haberiniz olmaz...

Evet, bu anlamsız ve erken akıl verme ve ayar verme çabaları; aynı zamanda; bu tür davranışları yapan insanların; Bakın bende bir şeyler biliyorum. Beni ciddiye alın, beni fark edin çabalarıdır...

        Girin teşkilatların içine; çalışın engel olan mı var? Değişik meclislerde görev alın... Siyasi yapılanmanın her alanında; görev almaya talip olun... Uzun süreli bu koşuların bir yerinden, başlayın... Koşun, koşun bakalım... Ne kadar mesafe alacaksınız... Yahut, mesafe almanın zorluğunu göreceksiniz... İşte, O zaman orada emek sarf eden binlerce kişinin ne kadar zor şartlarda, ne kadar zor bir imkanlarla çalıştığını göreceksiniz. Öncelikle,en azından bu insanlara; SAYGI DUYUN...

Koskoca Ülkeyi yöneten iradeye, evinizin arka bahçesi gibi; algılayarak, hizaya sokma girişimleri; ne kadar sonuç getirir. Unutmayınız, Koca bir Ülkeyi yönetmek ve de; onun devasa sorunları ile uğraşmak; sizin akıl dağarcığınızda hayal edemeyeceğiniz kadar; büyük bir sorumluluktur.

Sadece hatırlayın istedim. Terör, Yabancı Ülkelerin baskısı, Ülkede bir renk ve mozaik çeşitliliği içerisinde olan insanlar, ekonomi, eğitim, savunma sanayii, Fetö ile uğraş, Çalışan, emekli, Sağlık sistemi, Yatırım, Uluslararası para politikaları, Müslüman Ülkelerin durumları, sınır komşularımız, Çevremizdeki devam eden savaşlar, adalet sistemi... İşsizlik, Enflasyon, Gelir düzeyi, vergi, gençlik meseleleri...

Daha sayayım mı? Neyse ben yazarım da; siz, okumaktan yorulursunuz...

Büyük Devletlerin insanları, büyük düşünmek zorundadırlar...

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?