Evlilikler hızla azalıyor.

Hem de korkulacak, korkutacak seviyede.

Boşanma, nüfus artışından on kat daha hızlı.

Yani ikisi de alarm veriyor...

Geleceğimiz adına ikisi de toplumda infial uyandırmalı.

En çok da Aile Bakanlığında...

Ama

Çıtı kesilesice Aile Bakanlığından çıt yok.

Zira Aile Bakanlığının Aile diye bir derdi yok.

Onun derdi güya kadın.

Özgür kadın!

Özgürleştirilmiş kadın.

Beyanı esas kabul edilip, erkeğe mutlak galip getirtilmiş bir kadın.

İlk hedef kadını güçlü kılmak.

Kimin karşısında güçlü

Tabi ki erkeğin; daha doğrusu birlikte yuva kurduğu erkeğinin karşısında...

Fakat onların güç dediği şey, iki cinsi birbirine düşman edecek türden imtiyaz aslında. Hem de;

Karı ile Kocayı,

Ana ile Oğulu,

Kardeşleri, bile birbirlerine düşman edecek bir türden bir imtiyaz.

Erkekler, kadınlardan o derece korkar ve çekinir oldular ki;

Emin olun, insan neslinin 3. bir türü olsa, kadınlardan hemen vazgeçecekler.

Yeniden kavuşmak için, onlarca sene göz yaşı döken, binlerce kilometre sürüne sürüne kavuşan Adem Babamız ile Havva Annemizin neslini öyle bir birbirine düşürdüler ve iki sevgiliyi öyle bir hasım ettiler ki.

Artık biri diğeri için, değil binlerce kilometre gitmek, parmağını bile kımıldatmak istemiyor.

Çok yakında, tabutlarına omuz verecek kimse olmadığı için, kadınlar kendi cenazelerini kendileri kaldıracaklar. 

Hani beka meselesi diyorsunuz ya

Alın size beka meselesi!

Şeytandan kaçar gibi, nikâhtan - evlilikten kaçan, her gün binlerce yuvası tepetaklak olan ve kurtlu bir peynir gibi ortadan ikiye kesilmiş bir toplumun;

Bundan ala belası, bundan ciddi bekası mı olur...