Nerede o eski şiirler usta

Şimdi harflerini tanımaz kelimeler

Ben kadar yabancı aynalara ışıklar

Sanki, ölmeden kelebekler bir daha dirilecekler

İyi gelen insanlar, yıldızlar kadar uzak

Kader budaklarını gözlerimden sakındı

Dumanınında ben boğuldum  hasretin

Alevinde tuttu da yaban eller ısındı.

 

Ayaklarım yalın değil be usta;

Yer çıplak, yol çıplak, gök çıplak

Kader kaleminde kuru bir mürekkebim

Bakarım; el verdiğim işte güçte elim yok

Kaçtığım ne var ise hayretle mükerrebim

Konuşurum söylerim velakin ki dilim yok

Bülbülleri lal eden güllerindir bütün suç

Kaldırım taşlarının dibinde açar çiçek

Saklanan güzelliği nerden bilir garip kuş

Ne saça takılacak, ne bukete girecek

Serserice büyüyüp serseri sürünecek

 

Yanmaktan usandım sanma sen usta!

Küllenmiş duygularım yalnızlıkta tütüyor

Darağacı kuruluyor içimdeki göklere

Mutluluk dakka soluk naz'da, bana küsüyor

Bu ne girift bir haldir ki böyle;

Ateşim yükseldikçe teni üşüten de ne

Yakmazsan marifet, yakarsan acziyetmiş

Doğrular yalanlarımda, neden seçemiyorum

Kurulmuş önüme bıçak sırtı basamak

Sırat, sevda yoluymuş ve ben geçemiyorum...

 

leylifer