Yandın ateş-i nalan ile yanarsan yan dediler

Ömrünü ikram ettin senden önce yediler

Yakana söndür dedin, özüne döndür dedin

Harına har eklendi, özün çıksın dediler

Soranlara sustun hep, susamazsan sus dedin

Halin hale büründü, yer gök billah pus dedin

Sevdicek elinden zehirler şarap düştü

Sevmediğin cinlerin lambası harap düştü

Hüznünü imzaladın yıldızların izinden

Akşamlar senin için kararırdı her gece

Tek günah senin değil biraz Leyla yüzünden

Ölünce çözülecek belki de bu bilmece

Boşluğun gölgesine takıldı hayallerin

Işıkların sırtını sıvazlarken ellerin

Kurumak alnına yazılıysa herşey boş

Işığın içte yoksa güneşin dizi hep loş

Ne ekildi ne dikildi ne sulandı güllerin

Kanadından ah düşer en renkli bülbüllerin

Şiir yağar gecenin yalnızlığına her dem

Derman elde derdi sever, bayramdır matem

Uzakta kalır, geri dönmeyi unutur bakışların

Sökülür yıllardır bildiğin nakışların

Sol yanından ses gelir seni sana getiren;

"Gönüldeki sultanın gönlündeki o tahttan

Daha büyük bir krallık varsa biri söylesin

Bakır olmayan kaplar girer mi hiç kalaya

Yusuf ol ki kuyular kapı olsun saraya"

leylifer