20 yıl kadar süren Avukatlık hayatımda, yüzlerce boşanma davası yürütmüş, yüzlercesi hakkında da malumatı olmuş birisi olarak gördüğüm manzara şudur ki:

Evliliklerin yuva olamayıp yıkılmasında, kadının payı kahir ekseriyetle daha fazla.

Annelerinin, kafi donanımla yetiştiremediği kızlarımız; evlendiklerinde tepetaklak ehram ve başı üstünde binalar gibi kurulan yuvalarda; "Hakkını arama" adına, tüm hakları yerle yeksan eden üslup ve tavırları sebebiyle, evlilik gemisinin alabora olmasına yol açıyorlar.

Mesleki tecrübelerim neticesinde şunu söyleyebilirim ki; eğer kadınlarımız istesinler, kavgalarda, davalarda, boşanmalarda aynı gün, yarı yarıya azalır.

Belki bir faydası olur ümidiyle buradan nida edelim:

- Ey genç kızlar!

Annelerinizin kifayetsizliği veya ağır ihmali sebebiyle, hariçten veya arkadaş ortamlarından edindiğiniz tüm ezberleri unutunuz.

Zira bunların birçoğu yalan veya yanlıştır.

50 günde yuva dağıtan artistleri değil, 50 yıl aynı yastığa baş koymuş ninelerinizi örnek alınız ve onların sırrına vakıf olmaya gayret ediniz...

Ey evli kadınlar!

Siz de kocalarınızı köleniz yapmaya çalışmayınız. Eğer başarırsanız, bir kölenin karısı olmaktan kurtulamazsınız.

Unutmayınız ki; Sultan olmanın yolu Padişahtan geçer...