Bir tarafta; teslim olanı bile ters kelepçeyle yere yatırıp, nefessiz bırakarak öldüren Amerikan polisi,

Diğer tarafta; kürekle kovalanan, dayak yiyen, kafası gözü patlayan Türk polisi...

İlki; sınırsız yetkisiyle canavara dönüşmüş bir polis

İkincisi; eli kolu bağlanmış, belindeki silahı kullanamayan, hakkındaki soruşturmalarla hayatı karartılmış olmanın ürkekliği ile kendine saldırana bile höt diyemeyen bir polis.

Amerika Devleti; binlerce sabıkalarına rağmen, seri katil kılıklı polislerine cömertçe yetki dağıtırken; ,

İnsanlığı, karakteri ve naifliğiyle ekserisi Dünyaya örnek olan kendi polisimize kıymayalım, onları harcamayalım ve madara etmeyelim, ettirmeyelim.

Zira

Polis; direkt devleti temsil eder.

Devletin elidir, koludur, kas gücüdür.

Polis devletin hem Yunus, hem de Yavuz yüzüdür.

Onun için; polise yapılan devlete yapılandır.

Onun için; Devlet kendi sırtına kürek yememeli, kafasını gözünü patlattırmamalı, itin köpeğin karşısında aciz olmamalıdır.

Eskilerin dediği gibi;

"Ya Devlet başa, ya kuzgun leşe"...

 

***

Sen olmasaydın;

Eğer sen olmasaydın,

Mazisinin ve atisinin "MUHASEBE" sini yapamaz,

"ÇİLE" sini çekmediği derdinin girdabında divaneye döner,

Kendi okullarında ezberletildiği başkalarının "DESTAN" larıyla bozulmuş idrakinin gereğini yaparak;

Dudaklarında "SAKARYA TÜRKÜSÜ" yerine,

Enternasyonal marşıyla,

Ceddine küfrede küfrede "KALDIRIMLAR" da heba olurdu bu millet.

Mekânın cennet, makamın ali olsun.

Ey!

Diline, Dinine, Tarihine ve Milletine sevdalı,

Büyük Doğu’nun hamisi,

İstikbalinin hadimi,

Ediplerin üstadı,

Şairlerin Sultanı...