Bir hafta sonra tekrar selamlayarak konumuza geçmek istiyorum, evet görüntü itibariyle 20 günlük kısıtlama görenler varsa eğer, bakışlarını bir kez daha gözden geçirmeliler, çünkü bu kısıtlama ülkemde uygulanmaya başlayalı tam olarak olmasa da 13 aydır devam ediyor.

Bu süre zarfında insanlarımız mümkün olduğu kadar alınan kural ve kararlara uymaya çalıştılar. Uymayanlara devletin belirlediği cezalar uygulandı. Mağdur olanlar oldu hak etmeyenler oldu bir süre devam etti. Sonra yetkili merciler tarafından kısıtlamalar esneme yaptı.

Ancak temkinlilik devam ediyordu, tedbiri elden bırakmama anlamında, sonra bir siyasi partinin il kurultayları zamanı geldiği için yapılmaya başlandı, bu kurultaylar 83 milyon insanların gözünün içine baka baka salonları tıklım tıklım, hınca hınç veya lebalep adını ne koyarsak koyalım normal hayata dönülmüş gibi bir rahatlık bahsedilen hiçbir tedbirler ya kaldırılmış veya ihlal edilmiş.

Bence kaldırılmış mantığı daha yaygındı ki insanlarda normal hayatlarında kaynaşmalara başladılar, bunun müsebbibi yetkililerin ta kendileridirler. Fazla değil bir hafta kadar sonra tekrar korona tedbirleri artırılarak kontrol altına alınmaya çalışılıyor, akabinde tekrar cumartesi Pazar kısıtlamalar başlatıldı. Burada anlatmak istediğim olay anlaşılmaya başlandı sanırım ancak 16 aydır insanların özellikle esnafın daha çok küçük esnafın yaşadığı sıkıntı heba oldu gitti.

Tekrar sil baştan başa dönüldü. Buradaki kul hakkı sağlık sıkıntılarının, ölenlerin sorumluları kimlerdir. İnsanlara evde oturun demek belki en kolay tavsiyedir, ancak bunların ihtiyaçlarını düşünmeden tavsiye edenler hangi kafanın ürününü taşıyorlar anlamak mümkün değil. Salgının öldürmediği insanları evde açlık, huzursuzluk aile içi çatışmalar bekliyor. Sosyal ve ekonomik vakalar yaşanabilir. Bu süreç mağdur olan işveren çalışanlar gelir desteği ile desteklenmelidir. Her anlamda çok zor bir süreç, Allah devletimizin milletimizin yardımcısı olsun.

Bir de yine ülkemizi yakından ilgilendiren bir konu ABD’nin ermeni soy kırımını kabul etmesi, ülkemize karşı yapılan en büyük alçaklıktır. Pislik pisliğini gösterecek kendi katliamlarını görmeyip bizlere çamur atmalarını biz Türk’lere karşı kinlerini kusuyorlar anlıyorum da, içimizde bulunup kucağımızda büyüyüp, sakalımızı yolan bu ülkenin tüm nimetlerinden faydalanıp salyalarını akıtarak ermeni soy kırımını üzülerek açıklayan şerefsizleri anlamakta zorlanıyorum.

Cesareti ve desteği kimlerden alıyorlar, ABD’ye tepki veren yetkililer bunlara karşı neden sessiz kalıyorlar bilmek istiyoruz. Mesela birinin ismini vererek sormak istiyorum, bu sadece bir tanesi Hilal Kaplan denen kadın. Niye bunu veriyorum Bu sözüm ona hatırladığım kadarıyla 2013 yılı olması gerekiyor ülkemin sivri akıllılarından birileri akil insanlar grubu oluşturdular.

Başlı başına yanlış olmasına rağmen dünyanın parasını vererek adeta bütün vatan hainlerini PKK ile bağlantılı olan FETÖ ile bağlantılı olan pisliklerin AKİL ilan ederek adeta TÜRK MİLLETİ’nin akılsızlığı üzerine oturttular. Bunlardan biriside Hilal Kaplan denen kadındır, bunun açıklamaları yenilir yutulur gibi değil ama buna rağmen hiçbir yetkiliden ses çıkmıyor. Önce içimizdeki vatan haini ve işbirlikçilerin temizlenmesi dileklerimle saygıyı ve sevgiyi hak eden herkesi saygı ile selamlıyorum. bir sonraki yazımda buluşmak ümidiyle hoş çakalın.