Dört milyarı geçmiş.
Bedava dağıtılan kitap adedini diyoruz.
Bu rakamı birinci ağızdan Sayın Cumhurbaşkanı veriyor.
Dağıtılan yerine, çöpe atılan da diyebiliriz...
Bu yetmemiş olmalı ki, bu seneden itibaren yardımcı kitap da verilecekmiş.
Onlarca kez yazdık, feryat ettik, çığlık attık ama nafile…
Kitap başına ortalama 50 TL maliyet olsa (ki daha fazlası, çok daha fazlası var) 200 milyar TL eder.
Yani tam tamına 200 milyar lirayı, kendi ellerimizle çöpe atmışız.
Bunca uyarıya, bunca ikaza rağmen, bu korkunç israfı durdurmayı bırakın, iki üç katına çıkarmak için sıvamışlar kolları.
İnsanın havsalası almıyor...
Yanlış anlaşılmak istemem.
Kitap dağıtmak değil yanlış olan.
Bedava dağıtmak hiç değil.
Yanlış olan; dağıtılan kitapların dokuz ay sonra çöp olması.
Kitap bu kitap!
Akmaz, kokmaz, çürümez...
Yıllarca kullanılır ki, biz öyle yapardık.
Ama şimdilerde, dokuz ayı göremiyor.
Bu israf çarkı, her sene yeniden başlıyor ve çöp depolarında son buluyor.
Siyaseten, kendi elimizle kendi ayağımıza sıktığımız günleri arar olduk.
Zira, artık silahı direk şakağımıza dayıyoruz...
Söylesen faydasız, sussan gönül razı değil...
Allah feraset vere...
***
Son birkaç yılda 100 civarında akademisyen, cinsel taciz iddiasıyla meslekten atılmış.
İşe bakar mısınız
Eğer doğru ise bu korkunç bir rakam ve Akademik hayatımız için utanılası, yüz kızartıcı bir durum.
Ama lakin fakat
Ya kazın ayağı öyle değilse
Ya çoğu iftira ise
Zira akademik hayat içinde iftira için onlarca sebep var.
- İstediği puanı vermedi diye
- Sınıfta bıraktı diye
- Kendini azarladı diye
Hatta;
- Sadece gıcık olduğu için bile iftira atanlar olabilir...
Vicdanın yoksa imanın da kıt ise istediğini harca gitsin.
Ne diyelim ki
Nasılsa Ülkemin, ağızlarından asla yalan çıkmayan! Kadınlarının beyanı esas.
Nasılsa ispat yükü de yok.
Bu hukuk, akıl ve gerçek dışı kabul ile
Ülkemizi sapıklar Cehennemine çeviren akıl tutulmasını hala savunanlara;
Yazıklar olsun...
Yazıklar olsun...
Yazıklar olsun...