Tarihe mal olmuş nice isimler var ki kısacık bir ömür sürmüşler.
Mesela, meşhur bir mütefekkire bakıyorsunuz 40 yaşına gelmeden ölmüş.
Dünya çapında bir şair 35’ini görmemiş.
Tarihe yöne veren nice nice komutanlar var ki; hayatının baharında gitmiş.
Daha onlarcası var, doğudan batıdan;
ressamlar, mimarlar, edipler..
Allah Resülünün hemen yanındaki büyük sahabeler de keza öyle.
Vali tayin etmiş, yirmisinde bile olmayan sahabeyi.
Ordulara komutan atamış henüz otuzu görmemişi.
Ceddimiz Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiğinde 21, vefat ettiğinde 49 yaşındaydı.
Ya şimdi
Bırakın şiir yazmayı, koskoca adam selam vermeyi bilmiyor.
Mimar olmasını geçtik, iki tane sehpayı yan yana koyamıyor.
Ordular yönetmeyi bırak, elindeki telefona söz geçiremiyor.
Suç zamanda mı, yoksa onu heba edenlerde mi
Kabahat onlarda mı, yoksa yetiştirenlerde mi.
Mesele yaşta mı yoksa başta mı...
Büyük devirler ve devrimler, büyük insanlarla yaşanır ve yaşatılır.
Büyük eserleri ancak gönlü büyük insanlar verebilir.
Büyük dertleri, büyük ruhlar taşıyabilir.
Galiba çocuk yetiştirmeye ve eğitime, bir de bu cepheden bakmak lazım; hem de acilen...