Türk - Yunan çekişmesinde, Yunanı haklı bulan (şimdilik) üç tane adam! var.
Üçü de, Adaların Yunanistan'a ait olduğunu ve Türkiye'nin haksızlık ettiğini söylüyor.
Üstelik biri, bir dönem Bakanlık bile yapmış.
Üçü de eski Büyükelçi.
Üçünün de cebinde diplomatik pasaport var.
Ve tabii ki
Üçü de CHP li.
Benzeri bir hadise Yunanistan'da, olsa, neler yaparlardı bir düşünün.
Ama bizde, bırakın ceza vermeyi, bırakın laf söylemeyi, hayalini bile kuramazsınız.
Zira
bunlar monşer.
Bunlar Beyaz Türk
Ve
Elbette hepsi de CHP’li.
Çabuk unutuyoruz çabuk.
Aslında her evden çıkarken önce besmele çekmeli, sonra bunu söylemeliyiz.
CHP’nin bir parti olmadığını.
Ve
Bu ülkenin en temel Milli güvenlik sorununun CHP olduğunu...
***
CHP tabanı onu iç sevmiyor.
Delegeler en az ona oy veriyor.
Kimse onu vekil seçmek ve hele hele Partinin üst yönetiminde görmek istemiyor...
Zaten kendisi de CHP’li değil. Ve muhtemelen CHP ye oy da vermiyor.
Vekilliği süresince, CHP den çok HDP ile vakit geçiriyor, onlarla halvet oluyor ve onlara çalışıyor.
Tüm bu olmazlar içinde nasıl oluyor da oluyorsa, CHP’yi kim yada kimler buna mecbur bırakıyorsa bakmışsınız ki, Kandilin adamı, PKK’nın sözcüsü, suratına Peygamber çekici değmemiş Sezgin TANRIKULU denen kansız, hem vekil olmuş hem de parti meclisine girip çıkıp oturmuş...
Geçmişi, nursuz yüzünden daha karanlık bu adamın, CHP üzerindeki bu amansız tesirini, parti tabanı acilen ve derhal sorgulamalı, parti yetkilileri de açıklamalı.
Zira bu kansızın yaptıkları da, söyledikleri de, ihanetleri de yenilir yutulur cinsten değil.
Tüm bu olanlara sessiz kalan CHP yönetimi de ister kabul etsin ister etmesin aynı ihanete ortak oluyor.
Bu alçağı bünyesinden atamayan CHP, elbette yakasını PKK’dan kurtaramaz. PKK’ya yakasını kaptırmış bir partiyi iktidara getirmek ise toplu intihar olur.
Hasılı;
Sezgin alçağının, kimin kulu olduğu, bu Ülkeyi zerre kadar seven kimseye sır değil.
Ama CHP’nin, niçin Sezgine kul olduğu, CHP’lilere bile sır.