Kuruyan dalları budamayan bahçıvana ne dersiniz
Ya bozulan meyve sebzeyi ayıklamayan manava.
Ya da çürüyen uzvu kesip almayan cerraha.
Bunlara ne derseniz, Milli Eğitim’e de onu deyin.
Zira;
12 yıl zorunlu eğitim diye diye, anasının avutmadığı, babasının büyütmediği ne kadar haramzade varsa; öğrenci kimliği verilip okullara dolduruldu.
Ustalar çırak bulamazken, "Ben okumayacağım" diyenleri bile, zorla okulda tutuyoruz.
Onlar da; ne kendileri okuyorlar, ne de kimseye rahat veriyorlar.
Asıl tahribatı da; zaten az sayıdaki edep erkân sahibi yavrularımız görüyor.
Tıpkı kuru dalların, ağacı kökünden kurutması,
Bozuk bir elmanın, tüm kasayı da bozması,
Ya da bir uzuvdaki çürümenin, tüm vücuda yayılması gibi...
İşte o beş para etmez kepazeler de; şu an bile halen; okullarımızı, çocuklarımızı ve istikbalimizi darmadağın ediyorlar.
Gün geçmiyor ki; okullarda yüz kızartıcı hadiseler ile öldürme yaralama gibi ciddi olaylar vuku bulmasın...
Hocasının kafasına poşet geçiren, kucaklayıp çöp kovasına oturtan ve envai çeşit edep dışı davranışları saymıyorum bile.
Allah aşkına! Yeter yahu yeter...
Sizden bizi Dünya şampiyonu etmenizi beklemiyoruz.
Zaten böyle bir ümidi yitireli çok oldu.
Ama
Hiç değilse çürüğü çarığı, bozulmuşu kokmuşu ayıklayın…