
Şadiye ÖZTÜRK
Ders Zili Performanssız (!) Çaldı
Bu hafta başında 2014-2015 eğitim ve öğretim yılı başlayarak ilk ders zili çaldı.Şimdiden tüm eğitim camiasına ,öğrencilerimize ve velilere hayırlı olsun .İnşallah hepimiz için güzel, verimli ve başarılı bir yıl olur.
Yaz boyunca özlemini çektiğim gözümde ve gönlümde hasret haline gelen güzel yürekli öğrencilerime nihayet kavuştum.Mesleki hayatımın on beşinci yılına adım attığım bu sene, küçük dostlarıma tekrar kavuşmanın tarif edilemez mutluluğu içerisindeyim.Her sene aynı şevk ve aynı heyacanla başladığım okulumda , bu duyguları yeniden yaşayarak kendimi ilk derste buldum. Bu öylesine güzel bir duygu ki öğretmenlik yapmamış , o okul iklimini solumamış birinin bunu anlayabilmesi gerçekten mümkün değil.
Ben bu halet-i ruhiye ile yeni bir yıla girerken , yönetmelikte değişen bazı maddelerin en önemlisine değinmek istiyorum.Şüphesiz ki en güzel değişiklik performans görevlerinin kaldırılmasıdır. Hepimizin de bildiği gibi eğitim sektörü, öğrencisiyle, velisiyle, öğretmeniyle, okul idaresiyle, müdürlükleriyle, bakanlığı ile dev bir camia.Ve burada olan bir değişiklik bu camiadaki herkesi ilgilendirir.
7 Eylül 2013 tarihli ve 28758 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği tanımlar bölümünde; Performans çalışması 'Ders programında öngörülen eleştirel düşünme, problem çözme, okuduğunu anlama, yaratıcılığını kullanma ve araştırma sonucu elde edilen kazanımın yazılı ve sözlü olarak paylaşılmasına yönelik öğretmenin gözetiminde yapılan bireysel veya grup çalışmasını, İkinci bölümdeki Sınavlar kısmında ise Performans çalışması ve projelerle ilgili olarak'Öğrenciler okulların özelliklerine göre yazılı sınavların dışında proje ve performans çalışması ile topluma hizmet etkinliklerine yönelik seminer, konferans ve benzeri çalışmalar yaparlar. Öğrenciler, her dönemde tüm derslerden en az bir performans çalışması, her ders yılında en az bir dersten proje hazırlama görevini yerine getirirler.' hükümleri yer almaktadır.
Aslına bakarsanız bu ödevler çocuğun hayal gücünü ve el becerilerini geliştirmeye yararken, verilen konu ile beraber sebep sonuç ilişkisi kurmaya ve konuyu kısa yoldan etkili şekilde anlatmayı amaçlıyordu.
Velilerin şikayetleri üzerine çalışma başlatan Milli Eğitim Bakanı sayın Nabi Avcı, 2014 yılı Ocak ayı sonunda Antalya Mardan Palace Otel'de düzenlenen Türkiye Özel Okullar Birliği 13. Geleneksel Eğitim Sempozyumu'nun ardından katıldığı İl Milli Eğitim Müdürleri Toplantısından sonra gazetecilere yaptığı açıklamalarda performans ödevinin kaldırılmasıyla ilgili soruya 'Sizin çocuğunuz var mı Siz de fark edeceksiniz. Merak etmeyin yeğeninizin, çocuklarınızın, kuzenlerinizin ödevlerini yapmaktan sizi kurtaracağız.' şeklinde cevap vermişti. Ayrıca otelde Matematik Olimpiyatlarına hazırlanan öğrencilerin performans ödeviyle ilgili Bakan Avcı'ya, 'Biz yapıyoruz ama yaparken yoruluyoruz. 13 dersimiz var okulda. 13 dersten de performans ödevi yaparsak bir de üzerine normal ödevleri yapıyoruz. Bu da bizleri zorluyor' demiş, Bakan Avcı ise 'Talim Terbiye Kurulu Başkanımız burada. Performans ödevlerini kaldırıyoruz.' açıklamasını yapmıştı.
Bakan Avcı'nın , geçtiğimiz yıl içerisinde performans ödevlerinin kaldırılması ile ilk sinyali verdiği zaman , çok isabetli ve yerinde bir karar olur demiştim kendi kendime. Bu beklentimiz devam ederken beklenen açıklama nihayet geldi. Öğrencilere gereksiz bir yük gibi gelmeye başlayan, performans ödevleri hakkında MEB harekete geçti ve öğrencileri zor duruma sokan performans ödevlerini kaldırma kararı aldı.
Öğrencilerimiz artık senede bir defa, istediği herhangi bir dersten sadece bir ödev yani proje ödevi alacaklar. Bu değişikliği getirenler sağ ve var olsunlar her daim. Ne kadar dua etsem kendilerine azdır. Neden mi Kusura bakılmasın ama burada şimdi dost acı söyleyecektir. Performans ödevlerinin öğrencilere hiçbir kazandırmadığını söylemek tabiki de doğru değil.Ancak kazandırdıkları mı yoksa kaybettirdikleri mi daha fazladır Bunun ciddi manada sorgulanması ve bu konu hakkında düşünülmesi gerekir. Çocuklarımızın bir yarış atı misali, ordan oraya koştuğu, sabah sekiz- akşam beş çalışan devlet memuru gibi olduğu, ders,ödev,sınav, kurs, test ,dersane, özel ders arasında boğulup kaldığı, ölçmeye dayanan sınav odaklı bir eğitim sisteminde oldukları hepimiz tarafından bilinen bir gerçek. Durum böyle olunca, performans ödevlerini velilerin ya da ailenin diğer fertlerinin yapması kadar doğal bir şey olamaz.Ve haliyle notu hak eden aslında velidir.Zaten öğrenciler de bu durumu saklamıyorlar çoğu zaman.
Son tahlilde bu ödevlerin öğrencilere kişilik ya da ilgilerinin gelişimi konusunda fazla bir katkı sağlamadığını, hatta öğrencilerin hiç araştırmadan internetten indirip getirdiğini , hatta bu işe ticarete dökenlerin bile olduğunu, çokluğu ve zorluğu sebebiyle öğrencileri ve velileri gereksiz strese soktuğunu, biz öğretmenler için de sevindirici bir hadise olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
İnşallah bundan sonra da öğrencilere nefes aldıracak, onları sosyal hayattan koparmayacak yeni müjdeler alırız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.