
Şadiye ÖZTÜRK
İyi ki Varsın Sosyal Medya
Birçok kişi tarafından oldukça zararlı görülen, mümkün oldukça uzak durmamız tavsiye edilen sosyal medya ya da online platformlar – adına ne derseniz deyin – gerçekten bu kadar zararlı mı? Yada hiç mi faydası yok?
Örneğin, kısa süre önce yaşadığımız pandemi döneminde bu platformlar sayesinde sosyalleşebildik, eğitime devam edebildik, sevdiklerimizi görebildik, hatta görüntülü görüşmelerle bayramlaşabildik. Her şeyde olduğu gibi sosyal medya da doğru miktarda ve doğru amaçla kullanıldığında oldukça yararlı. Günümüz şartlarında ise neredeyse vazgeçilmez bir hale geldi.
Ben hiçbir elektronik cihaza karşı değilim. Yeter ki onlar bizi değil, biz onları kullanalım. İnsanlar için büyük bir avantaj… Ama bence en büyük avantajı, geçmişte yaşadıklarımızı bize hatırlatması.
Bazı şeyleri satın alamazsınız: duyguları, samimiyeti, dostluğu, kardeşliği… O yüzden kıymetini bilenler için çok değerlidir bunlar. Maddi karşılığı yoktur bu değerlerin. Olsaydı zaten bu kadar kıymetli olmazdı. Satın alınabilen şeylerin kıymeti de ona göredir; çünkü kaybetseniz de kırıp dökseniz de yerine yeniden alabilirsiniz. Bu sadece eşyalar için değil, insanlar için de geçerli. Hayatınızda her şey değişebiliyor; ama samimi dostluklar, arkadaşlıklar çıkar uğruna değişmemeli.
Dünya değişiyor, mevsimler değişiyor, fikirler değişiyor, yol arkadaşlarınız değişiyor, bakış açınız değişiyor. “Hiç olmaz” dediğiniz şeylerin aslında olabildiğini görüyorsunuz. Hatta bazen, “Nasıl yani?” diyorsunuz: Dün düşman olanlar bugün dost, dünkü dostlar bugün düşman olmuş. Neyse ki sosyal medya var da tekrar tekrar bakıp yanlış görmediğinize emin olabiliyorsunuz.
Adeta bir sinema ya da tiyatro seyreder gibi izliyorsunuz olanları. Ruhsuz, samimiyetten uzak, bir o kadar da yapmacık… Doğrusu bu mu bilmiyorum. Belki de bu devirde doğrusu budur. Ama insan, kendi doğruları, fikirleri ve inançları uğruna verdiği mücadelenin aslında ne kadar boş olduğunu görünce üzülüyor.
Şu hayatta şunu anladım: Hiçbir şey için “olmaz” demeyeceksin, hiçbir kimse için de “bir araya gelmez” demeyeceksin. Yani büyük konuşmayacaksın. Zaten konuşamıyorsun da… Çünkü konuşursan bir bakmışsın en kötü sen oluyorsun. En iyisi sessizce uzaklaşmak, susmak diyorsun.
Değiştirmeye gücün yetmediği şeyi kabullenip susuyorsun. “Zamanla alışırım” diyorsun ama aslında alışamıyorsun. Garibine gidiyor; eskiyi, söylenenleri, konuşulanları hatırlıyorsun. “Ben mi yanılıyorum? Nasıl oldu da bu kadar zıt iki insan ya da iki ayrı topluluk bir araya geldi?” diyorsun. İşte o zaman yine sosyal medyaya bakıp gördüklerinden ve duyduklarından emin olmak istiyorsun. Ve orada anlıyorsun teknolojinin faydasını.
İyi ki varsın sosyal medya! Yoksa psikolojimiz bozulur, hastanelere düşer, “Halüsinasyon mu görüyoruz?” diye kendimizden şüphe ederdik.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.