Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Yerinde Sevmek

Abartmak, bizim en belirgin özelliklerimizden biri.
Sevgiyi abartırız, yediğimizi abartırız, içtiğimizi abartırız, giydiğimizi abartırız…

Oysa her şey için imkânımız olabilir; ama olması gerekeni yapmak tamamen bizim elimizdedir. Çok paramız var diye normalden fazla yemek ya da içmek nasıl sağlığa zararlıysa, abartarak sevmek ve aşırı bağlanmak da bir o kadar zararlı olabiliyor.

Zarar vermeden sevmek, yerinde sevmek mümkün.
Mesela çok sevdiğimiz için dalından kopardığımız çiçeği aslında öldürdüğümüzü fark ediyor muyuz? Ya da büyük bir sevgiyle sahiplendiğimiz evcil hayvanları, doğal yaşam alanlarından kopardığımız gerçeğiyle yüzleşiyor muyuz?

Bazen iş daha da ileri gidiyor; hayvanları birer hediye gibi görüyor, hevesimiz geçtiğinde ise terk edebiliyoruz. Oysa onlar da birer canlı… Peki, bu durumdan gerçekten mutlu olduklarını düşünüyor muyuz?

Bir canlıyı yerinden oynatmak, onu alıştığı ortamdan koparmak başlı başına bir zulümdür. Özellikle de kendi sevgi ihtiyacımızı karşılamak için onu yerinden alıp kendimize mahkûm ediyorsak, bu daha büyük bir zulme dönüşür.

Bu durum bana zehirli sarmaşık hikâyesini hatırlatır. Zehirli sarmaşık, ayçiçeğini çok severmiş. Onun yanında bitmiş, sevgisiyle ona sarılmış. Sevdikçe daha sıkı sarılmış, sarıldıkça sevgisi artmış… Ama onu zehirlediğinin farkına bile varamamış.

Son günlerde sosyal medyada çok ilginç tanımlara rastlıyorum:
“İki kedi annesiyim”, “Bir köpek annesiyim”…

Önce yanlış okuduğumu sandım. Tekrar okudum, sonra şaka zannettim; bir daha baktım… Meğer yaygın bir kullanımmış. Çocuklarıma sordum, “Anne, sen ilk kez mi rastlıyorsun?” dediler. Evet, ben ilk kez bu kadar açık ve ciddi bir şekilde gördüm ve doğrusu şaşırdım.

Eskiden ev ziyaretlerinde “Kedim var, köpeğim var; çocuğum gibidir” tarzı sohbetler olurdu. Hatta anne-baba geldiğinde “Bak, dedesi geldi, anneannesi geldi” diyenler olurdu ama bu kadar gerçeklik atfedilmezdi; insana biraz sembolik gelirdi.

Acaba biz her şeyi abarttığımız gibi, hayvan sevgisini de mi abartıyoruz?
Sevelim, koruyalım, sahip çıkalım; buna itirazım yok. Ama “iki kedi annesiyim” gibi tanımlar bana oldukça garip geliyor. Özellikle de bunu genç kızların profillerinde görmek düşündürücü… Geleceğin anne adayları için.

Nüfusun azaldığı bir dönemdeyiz. Acaba çocuk yerine hayvan mı evlat ediniyoruz?
Hayvanları sevelim, alalım, bakalım, koruyalım; ama onları çocuklarımızın yerine koymayalım.

En çok sahiplenilen hayvanlardan biri kedi. En iyi şartlarda ortalama yaşam süresi 13–17 yıl, en fazla 20 yıl. Özellikle genç yaşta sahiplendiği hayvanı kaybedenler, ciddi psikolojik bunalımlar yaşayabiliyor. Üzüntüden hastalanan, kendini uzun süre toparlayamayanlar var. Bu durum, ileriki hayatlarında sürekli bir kaybetme korkusuna dönüşebiliyor. Eğer bu korkular aşılamazsa, çocuk sahibi olmak bile istenmeyebiliyor.

Büyüklerimize, akrabalarımıza, ailemize ayırmadığımız zamanı; maddi ve manevi imkânlarımızın tamamını yalnızca hayvanlara harcamayalım.

Özellikle gençlere bir sözüm var:
İleride pişmanlık duyabileceğiniz kararlar için lütfen iyi düşünün. Belli bir yaştan sonra, isteseniz bile çocuk sahibi olma imkânınız olmayabilir.

Tüm canlıları sevelim, koruyalım; ama evlat sevgisinin yerine koymadan…
Çünkü sevgi, en çok da yerinde olduğunda güzeldir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi

NEDEN İNSANLAR KARAMSAR VE MUTSUZ OLDU?

08 Ekim 2025 Çarşamba 10:27

Uyum

02 Eylül 2025 Salı 16:59

İyi ki Varsın Sosyal Medya

27 Ağustos 2025 Çarşamba 10:12

SABIR VE ŞÜKÜR

19 Ağustos 2025 Salı 10:33