YAŞATMAYAN KORUMA, KORUMA DEĞİLDİR

Geçtiğimiz yıl bu sütunlarda, sosyal belediyecilik anlayışını merkeze alarak Sivas Belediyesi’ne ait sosyal tesislerin ihale yoluyla özel sektöre kiraya verilmesini eleştiren bir yazı kaleme almıştım. O gün söylediğim her sözün, savunduğum her ilkenin bugün de arkasındayım. Sosyal belediyecilik; kârı değil insanı önceleyen, kamusal alanları ticari bir mantıkla değil, toplumsal faydayı esas alarak yöneten bir anlayıştır. Bu temel duruşum bugün de aynen geçerlidir.

Ancak hayat yalnızca teoriyle, niyet beyanlarıyla ve masa başında alınan kararlarla yürümüyor. Sahaya inmeden, yerinde görmeden, verilen emeği bizzat müşahede etmeden yapılan her değerlendirme eksiktir. Bu düşünceyle, geçtiğimiz günlerde eleştiri konusu olan işletmeye ilk kez gittim. Amacım; yargı dağıtmak değil, gerçeği yerinde görmekti.

Gördüğüm tabloyu açık yüreklilikle ifade etmeliyim. Çalışanların önemli bir bölümünün tanıdık simalar olması, yaklaşık altı yüz farklı ürünün piyasa fiyatlarının altında halka sunulması ve bunun bilinçli bir fiyat politikasıyla yapılması takdire şayandı. Daha da önemlisi, belediyenin kendi işletmelerini korumak adına bazı ürünlerin —ızgara, döner gibi— sözleşme gereği özellikle menüye alınmaması, etik bir işletmecilik anlayışının göstergesiydi. Şehrin her kesiminden, her sosyo-ekonomik katmandan insanın bu mekânda buluşuyor olması ise, gerçek bir ihtiyacın doğru şekilde karşılandığını gösteriyordu.

İşletme sahibi Ersin Bey’le yaptığımız görüşmede kendisine şunu açıkça ifade ettim:
“Ben şahıslarla değil, ilkeyle konuşurum. Belediyenin özelleştirme tercihine hâlâ muhalifim.”
Ancak aynı samimiyetle şunu da eklemek gerekir ki; ortaya konulan yatırım, yaklaşık iki yüz kişiye sağlanan istihdam ve 24 saat kesintisiz hizmet gerçeğini görmezden gelmek vicdani olmaz. Ersin Bey’in, “Bu yatırımı halkım için yaptım, onlara feda olsun” sözleri, bir iş insanının reklam cümlesi değil; sahada karşılığı olan, yükün altına girmiş bir duruşun ifadesiydi.

Sohbet ilerledikçe, özellikle kış şartlarının getirdiği zorluklar gündeme geldi. Açık alanlarda hizmet vermenin soğuk havalarla birlikte ciddi şekilde güçleştiğini, buna rağmen tarihi dokuya uygun, seyyar ve şeffaf giydirmeler konusunda henüz bir çözüm üretilememesinin hem işletmeciyi hem de vatandaşı zorladığını dile getirdi. Kalıcı olmayan, sökülüp takılabilir ve geçici bir düzenleme için daha esnek bir yaklaşımın mümkün olabileceğini düşündüğünü de ekledi.

Bugün gelinen noktada, meselenin belediyeden ziyade kurumlar arası uyum ve uygulama süreçleriyle ilgili olduğu görülmektedir. Belediye başkanlığının bu süreçte tek başına hareket edebilecek bir makam olmadığı, aksine sahadan gelen talepleri dikkate alan bir yaklaşım sergilediği de bilinmektedir. Asıl ihtiyaç; sahadaki iklim şartlarını, istihdamı ve vatandaşın kullanım konforunu birlikte değerlendirecek olan ortak akıldır.

Madem bu tesislerin yapımına izin verilmiştir, madem yapılan düzenlemeler fiziken tarihi dokuya zarar vermemektedir; o hâlde mevcut uygulamaların da bu gerçekler ışığında yeniden ele alınması faydalı olacaktır. Yüzlerce insanın çalıştığı, vatandaşın memnuniyetle kullandığı bir alanın, makul ve geçici çözümlerle desteklenmesi herkesin yararına olacaktır. Kamu yönetiminde asıl olan, engel üretmek değil, çözüm yollarını birlikte aramaktır.

Sosyal belediyecilikten vazgeçmiş değilim. Aksine, tam da bu nedenle yazıyorum. Gerçekle yüzleştiğimiz noktada; emeği, istihdamı ve halkın memnuniyetini yok sayan bir yaklaşım, adına ne dersek diyelim, sosyal bir yaklaşım olamaz. Çünkü yaşatmayan koruma, koruma değildir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Hasdemir Arşivi

MASANIN DOĞU VE BATI TARAFI

15 Aralık 2025 Pazartesi 09:56

SU VE DENGE

08 Aralık 2025 Pazartesi 09:57

YÜKÜMÜZÜ AĞIRLAŞTIRAN GÖLGE

01 Aralık 2025 Pazartesi 09:23

SARI KAFA!

09 Kasım 2025 Pazar 16:05

GEZİ NOTLARIM: LİKYA YOLU

03 Kasım 2025 Pazartesi 11:50

BİR BAŞARI HİKAYESİ

26 Ekim 2025 Pazar 16:01

YENİ ÇEHRESİYLE HAFİK GÖLÜ

20 Ekim 2025 Pazartesi 08:00

ANADOLUNUN FETHİNDE DÂNİŞMENDLİLER

13 Ekim 2025 Pazartesi 12:33