Şadiye ÖZTÜRK

Şadiye ÖZTÜRK

Uyum

Bu hafta okullar açılıyor. İlkokul birinci sınıfa başlayacak öğrenciler için bir hafta önce başlayacak olan uyum haftası, öğrencilerimizin ve ailelerin hissettiği heyecan, kaygı gibi duyguların üstesinden gelebilmelerini sağlayacak tanışma, kaynaşma etkinliklerini içeriyor. Uyum haftası, öğrencilerin öğretmenleri ve arkadaşlarıyla tanışmalarını hedefleyen bir program. Çok güzel bir uygulama. Çocuklar bir hafta önceden okula uyum sağlamak için erken başlıyor.

Keşke okula uyumu düşünen yetkililerimiz, bu çocuklar topluma ve hayata nasıl uyum sağlayacak, topluma nasıl adapte olacak diye de düşünse. Bunun için de bir çare üretilse.

Bence okula uyum sağlamaktan daha önemlisi, çocukları geleceğe ve topluma uyum sağlamak için yetiştirmektir. Bu bilinci aile mi verir, yoksa okul mu bilemiyorum ama bildiğim, bu bilincin en az uyum eğitimi kadar önemli olduğudur. Yoksa aile bu eğitimi vermezse gergin, stresli, bencil; örfünden, adetinden uzak, bir o kadar da küstah bir gençlik yetişiyor. Bazı aileler bunun farkında değil. Hatta bazı aileler bununla övünüyor.

Büyüklere karşı gelmeyi özgüven sanan, örfünü âdetini yapmamayı çağdaşlık ve ileri görüşlülük gibi gören; saygısızlığı özgürlük zanneden bir gençlik geliyor. Çok şey bilmek, özgüvenli olmak tabii ki iyi bir şey; buna karşı değilim ama sınırları aşmamak şartıyla.

Bu iş başta ailelere düşse de toplumsal uyum o kadar önemlidir ki, aile inisiyatifine bırakmadan profesyonel eğitimcilerin de bu konuya yeterli özeni göstermesi gerekiyor. Çünkü ağaç yaşken eğilir; küçük yaşta bu alışkanlıkların yerleşmesi önemlidir.

Ben hep merak etmişimdir: Adabı muaşeret dersi okullara konulsa ne olur? Bana sorsalar en önemli ders olurdu. Bir arada yaşayan bireylerin birbirlerine karşı daha saygılı, daha hoşgörülü, daha nazik olması yaşamımızı daha güzel, daha keyifli hale getirir. Aksi takdirde hayat zorlaşır, çekilmez hale gelir.

Mesela günümüzde toplu taşımaya bindiğinde, sokakta yürürken, bir alışveriş merkezinde özellikle gençler öyle yüksek sesle konuşuyorlar ki, “Birini rahatsız eder miyiz?” diye hiç düşünmüyorlar. Konuştukları dil sanki yabancı dil; anlayamıyorsun. Hareketleri farklı, konuştukları lisan farklı. Şakalaşmaları argo ve birbirine hakaret içeren cümlelerden oluşuyor.

Bazen insan, “Bunlar kim?” diye düşünüyor. Türk desen ne konuştukları benziyor, ne hareketleri. Yabancı desen değil. Giyim konusuna hiç girmek istemiyorum. Çünkü ben giyimden, dış görünüşten daha önemli olarak görüyorum bu konuları. Giyim zevk işi, gelip geçici; değişebiliyor. Ama alışkanlıklar, aldığın eğitim ve terbiye kalıcı oluyor.

O kadar rahatlar ki, her şeyi onlar biliyor. Bir şey söylemek istiyorsun, söyleyemiyorsun. Hemen, “Biz özgür değil miyiz, demokrasi var. Bu bizim hakkımız değil mi? Bizim de hakkımız var.” diyorlar. Ne çok hakları var, haklarını da ne çok biliyorlar! Şaşırıp kalıyorsun.

Geleceğimiz olan gençliğimizi en iyi şekilde yetiştirmek, devletini ve milletini seven herkesin görevi diye düşünüyorum. Bu konuda kimse “Bana ne” dememeli.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Şadiye ÖZTÜRK Arşivi

İyi ki Varsın Sosyal Medya

27 Ağustos 2025 Çarşamba 10:12

SABIR VE ŞÜKÜR

19 Ağustos 2025 Salı 10:33