Şadiye ÖZTÜRK
Yeni Bir Yıl
Geçirdiğimiz yıl kime iyi geldi bilmiyorum ama genel olarak baktığımızda pek de kimseye iyi geldiğini sanmıyorum. Savaşların, ölümlerin, ekonomik krizlerin fazlasıyla yaşandığı bir yıl oldu. Manevi çöküntünün yanı sıra iflasların, dolandırıcılıkların hat safhaya çıktığı; halka mal olmuş, iyi, dürüst ve ahlaklı bildiğimiz insanların şok edici görüntüleriyle sarsıldığımız bir yıl…
İnancımızın sarsıldığı, güvenimizin zedelendiği, “olmaz” dediğimiz şeylerin birer birer yaşandığı bir dönemden geçtik.
Sosyal medyada ve televizyon kanallarında yayınlanan; aile yapısının çöktüğü, ahlaksızlıkların ve yolsuzlukların normalleştirildiği gündüz kuşağı programlarına hiç girmek istemiyorum. Ruhsal bir çöküntü hâli… Boşanmaların, aldatmaların zirve yaptığı; aile kavramının ciddi yara aldığı bir yıl yaşadık.
Elbette bunca olumsuzluğun yanında olumlu gelişmeler de olmuştur. Kimi çocuk sahibi oldu, kimi ev ya da iş sahibi… Yeni evlilikler, yeni arkadaşlıklar, yeni dostluklar da bu yılın içinde yer aldı.
Yaşanan savaşları, doğal afetleri, ekonomik krizleri tek başımıza engelleyemeyebiliriz; buna gücümüz yetmeyebilir. Ama kendimiz, çevremiz ve ailemiz için yapabileceğimiz çok şey var.
Yeni bir yıla umut dolu, güzel bir başlangıç yapabiliriz. Kendimize hedefler belirleyebiliriz. Yeni bir hobi edinebilir, bize iyi gelecek bir uğraş bulabiliriz. Bir vakıfta, dernekte ya da bir siyasi oluşumda gönüllü olarak çalışabiliriz.
Hayat çok kısa. Geçirdiğimiz yıla kıyasla daha fazla insana faydalı olmayı hedefleyebilir; kendimize, ailemize ve sevdiklerimize daha çok vakit ayırabiliriz. Devletimize, milletimize, çevremize ve doğaya nasıl faydalı olabiliriz diye kendimize sorular sorabilir, buna yönelik hedefler koyabiliriz.
Savaşların olmadığı, masum çocukların ölmediği, adaletin sağlandığı; mutlu ve huzurlu bir yıl hayal edebiliriz. Televizyonu açtığımızda komşuluk ilişkilerinin, ev sahibi–kiracı bağlarının ne kadar önemli olduğunu; insanların birbirine nasıl yardım ettiğini, trafik kurallarına nasıl uyulduğunu; çevre kirlenmesin, israf olmasın diye herkesin ne kadar dikkatli davrandığını izleyebiliriz.
Hayal kırıklıklarının olmadığı; insanların birbirini sevip saydığı bir dünya düşleyebiliriz.
Her zaman bir umut vardır. “Bitti” dediğin yerde her şey yeniden başlayabilir. Ve bunu başlatmak da bizim elimizde olabilir. “Ben tek başıma ne yapabilirim ki?” dememek gerekir.
Bir tencere sütü yoğurt yapan, bir kaşık mayadır.
Bir kaşık maya, bir tencere sütü yoğurt yapabiliyorsa; biz neden hayallerimizi gerçekleştirmek için bir adım atmayalım?
Önemli olan, o bir kaşık maya olmaya ve ilk adımı atmaya niyet etmektir.
2026 yılının; bütün dünyaya barış, huzur, sağlık ve mutluluk getirmesi dileğiyle…
Tüm güzelliklere maya olma niyetinde olanlara selam olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.