Sıfır risk ile Millete hizmet olmaz.
Hele Eğitim camiasında hiç olmaz.
- Kimliğini bulamadığı için sınava alınmayanlar.
- 10 sn geçti diye kapıdan çevrilenler
- Tuvalete izin verilmeyip altına işetilenler.
Ve daha neler neler...
Bunlar artık sıradan haberler oldu.
Tabi kapıda cinnet geçiren, hayatı kararan, ağır travma yaşayan gençler de öyle.
Neymiş efendim;
'' Yönetmelik böyle imiş. Eğer yönetmelik izin verseymiş zaten yardımcı olurmuş.''
Bu cümleler sıradan bir öğretmenin değil, nerdeyse tüm Ülkenin ismen tanıdığı bir eğitimcinin ağzından dökülenler.
Gerisini varın siz hesap edin.
Yönetmelik izin verince zaten siz izin vermiş olmuyorsunuz ki.
İşte asıl meselede burada başlıyor.
Sizin için bir rakamdan ibaret belki ama o gençler için hayat demek.
Kaldı ki sınav da onların tercihi değil, önlerine konan bir mecburiyet. Yazık değil mi fidanların böyle böyle kırılmasına.
Bir de uyduruk bir ilave.
'' Sınav görevlileri ellerinden geleni yapmışlar ama olmamış''
Öyle elinden geleni yapmak olmaz.
Hatta o dediğiniz, hiç bir şey yapmamaktır.
Belgesi olmayan çocuğu sınava alırsınız.
Sınav sonuna kadar yakınlarına ulaşır, gerekirse bizzat halledersiniz.
Yine de olmadı mı tutanak ile durum tespit yapar, öğrenciden de sorumluluğu kabul ettiğine dair imza alır yukarıya gönderirsiniz.
Kaldı ki E-Okul sisteminden kimlik tespiti yapmak da mümkün.
İşte böyle yaparsanız elinizden geleni yapmış olursunuz.
Yoksa, " sınav vaktine kadar git hallet biz bekleyelim" sonra da " yetişemedin almıyorum" demek olsa olsa köprü altından su bağışlamak olur.
Önce insan önce.
Ne zaman ki insanı evraktan, belgeden, yönetmelikten kıymetli görürüz, işte o zaman bir şey oluruz.
Yoksa kimliği olmayanı geri çevirenden,
10 sn geçti diye kapıyı kapatanlardan,
Öğrenciyi altın işetip travma yaşatanlardan ...
Kimseye hayır gelmez.