Herkes yanlış biliyormuş efendim.

"Haliç´teki kızıl rengin sebebi kirlilik değil, fotosentez yapan mikroskobik canlılarmış ve 2-3 hafta içinde, Haliç yine eski haline dönecekmiş."

Kim diyor bunu

İstanbul´un Belediye Başkanı.

İnşallah dediği gibidir.

Şimdilik biraz zaman kazandı ama 2-3 hafta sonra hatta 2-3 ay sonra bunun kocaman bir yalan olduğu, Haliç´in balçığa dönüşmeye başladığı ve Başkanın bu sözlerle; herkesi sersem ve ahmak yerine koyduğu anlaşılırsa ne olacak

Ben söyleyeyim; hiç bir şey olmayacak.

Bir sloganın efsununa vurulan öyle bir tabanın oyuyla Başkan seçildi ve öyle şanslı ki;

Haliç dile gelse de "Yahu bu adam sizinle dalga geçiyor. Ne yosunu, balçıkta boğuluyorum" dese yine bir şey olmayacak...

 

***

 

"Grace Ellison adında İngiliz hanım gazeteci 30 Ağustos 1922´deki büyük zaferden kısa bir müddet sonra Vatikan´da Papa Pius ile görüşüp hemen ardından Ankara´ya gelir.

Mustafa Kemal Paşa ile görüşmesinde; Ayasofya´yı Hristiyanlığın kutsal lideri olan Papa´ya iade edip edemeyeceğini sorar ve şu cevabı alır:

Ayasofya gerçi bizim İslamî geleneğimizin bir parçasıdır. Hristiyanlar şayet tek bir kütle olsalardı bu mümkün olabilirdi ama Kilise o kadar çok bölünmüştür ki artık mümkün değildir. Böyle bir şey Ruslar´ın, Yunanlılar´ın ve Anglikanlar´ın Ayasofya için bizim toprağımızda birbirleri ile savaşa tutuşmalarına sebebiyet verir.. .

Bununla beraber Hristiyanlığı dünyanın gözünde onore edebilmek için gücümüzün yettiği çabayı göstermeye çalışacağız. Ayasofya´yı cami olarak muhafaza etmemiz Katolik Kilisesi´ni hakikaten incittiği takdirde orayı müze hâline getirebilir veya ebediyyen kapatabiliriz.

Grace Ellison´un 1928´de yayınladığı Bugünkü Türkiye isimli kitabının 24. sahifesinde; Paşanın Benim bir dinim yok, bazen bütün dinlerin denizin dibini boylamasını arzu ediyorum dediğini de nakleder.

Bu ifadelerin Ellison tarafından uydurulduğunu iddia edebilecekler için söyleyeyim: Grace Ellison, Ankara´nın iltifatına mazhar olmuş bir gazetecidir ve onun yazdıklarından memnuniyet duyulduğu belgeler ile sabittir!"

(Murat BARDAKÇI)