USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İslam´da Tevekkül Anlayışı

27-03-2020

Tevekkül; sözlükte ?güvenmek, dayanmak, işi başkasına havale etmek? anlamlarına gelir.

 Terim olarak ise ?hedefe ulaşmak için gerekli olan maddi ve manevi sebeplerin hepsine başvurduktan sonra Allah´a dayanıp güvenmek ve işin sonrasını Allah´ın takdirine bırakmak? demektir.

?Kader ne ise o olur? tarzında bir anlayış tembellikten başka bir şey değildir ve İslâm´ın tevekkül anlayışıyla bağdaşmaz.

Tevekkül, Müslümanların kader inancının bir sonucudur.

Tevekkül eden bir kimse Allah´a kayıtsız şartsız teslim olmuş, kaderine razı bir kimsedir ama kadere inanmak da tevekkül etmek de tembellik ve gevşeklik olmadığı gibi, çalışmaya ve ilerlemeye de mani değildir.

Çünkü her Müslüman olayların ilahi düzenin ve kanunların çerçevesinde sebep sonuç ilişkisi içerisinde olup bittiğinin bilincindedir. Yani tohum ekilmeden ürün elde edilmez, ilaç kullanmadan şifa bulunmaz, salih ameller işlenmedikçe de cennete girilmez.

Öyleyse tevekkül, bizi hayra götürecek sebeplere sarılıp çalışmak, Allah´ın bizim yardımcımız olduğunu unutmamak ve işin sonucunu Allah´a bırakmak ve nihayetinde meydana gelen kazaya da rıza göstermektir.

Allah Teâlâ bir ayette:

?Kararını verdiğin zaman, artık Allah´a dayan ve güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.? (Âli İmrân, 159) buyurmuş, müminlerin bir başka varlığa değil, yalnızca kendisine güvenmelerini emretmiş.

 Bir başka ayette de tevekkül edene kendisinin yeteceğini bildirmiştir. (Âli İmrân, 122, 160; Mâide, 11; Tevbe, 51; İbrahim, 11; Teğabün, 13; Talak, 3).

Peygamber de devesini salarak tevekkül ettiğini söyleyen bedeviye ?Önce deveni bağla, Allah´a öyle tevekkül et.? (Tirmizî, Kıyamet, 60) buyurarak, onu Allah´a tevekkül etmeden önce tedbirini alması için uyarmıştır.

Bir gün sabahın erken vaktinde gücü kuvveti yerinde olan bir genç, bir kısım işlerini görmek için yola çıkmıştı.

Onu gören, ashab-ı kiram ?Keşke şu delikanlı gençliğini Allah yolunda harcasaydı? dediler. Bunlara karşı Peygamber Efendimiz şöyle buyurdu:

?Öyle demeyin. Şayet o dilencilikten kurtulmak için çıkmış ise Allah yolundadır. İhtiyar anne ve babasının geçimini temin etmek veya küçük yavrularını beslemek için çıkmış ise yine Allah yolundadır. Ancak boy göstermek (öğünmek) ve gösteriş yapmak için çalışıyorsa işte o zaman şeytan yolundadır? (İhya-ul Ulûm, 2; 163)

Peygamber Efendimiz, bir tatlı su kenarına çekilip ibâdet etmeyi arzu eden bir kimseye şu cevabı vermişti:

? Öyle yapma, çünkü sizden birinizin Allah yolunda çalışması yetmiş sene (nafile) namaz kılmaktan daha faziletlidir.? (Müsned, 2, 524)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?