USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kadınlar Günü'nde 'Aklı Karışık Muhafazakârlar' Üzerine

08-03-2021
<p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bug&uuml;n &quot;8 Mart&nbsp;D&uuml;nya Emek&ccedil;i Kadınlar G&uuml;n&uuml;&quot; ama T&uuml;rkiye&#39;de genelde &quot;Kadınlar G&uuml;n&uuml;&quot; olarak kutlanıyor Ben bug&uuml;n alıştığımız s&ouml;ylemlerin dışında biraz da M&uuml;sl&uuml;manlar ve kadın veya mukaddesat&ccedil;ılar, muhafazak&acirc;rlar ve kadın,&nbsp; konusu &uuml;zerine bir şeyler s&ouml;ylemek istiyorum.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">M&uuml;sl&uuml;man &uuml;lkelerde kadının konumuna baktığımızda en iyi durumda olanının T&uuml;rkiye olduğunu g&ouml;r&uuml;r&uuml;z. Konuyu tarih&icirc; s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisinde incelediğinizde bunda 200 yıllık modernleşme &ccedil;abasının b&uuml;y&uuml;k rol&uuml; olduğunu anlarsınız. Avrupa&#39;daki akımların da tesiriyle Osmanlı&#39;nın son 100 yılında kadın hareketleri yer yer kendini g&ouml;stermiş. Bu hareketler tam bir netice alamadan D&uuml;nya Savaşı &ccedil;ıkmış. Devamında kurulan Cumhuriyet kısa bir s&uuml;re sonra baskıcı bir y&ouml;netim şekline d&ouml;n&uuml;ş&uuml;nce kadın hareketleri de diğer farklı d&uuml;ş&uuml;nce hareketleri gibi kendilerine bir zemin bulamamışlardır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">&Ccedil;ok partili hayata ge&ccedil;tikten sonra da milliyet&ccedil;i ve muhafazak&acirc;r hareketler i&ccedil;inde kadınların &ccedil;ok fazla bir rol oynadıklarını g&ouml;remiyoruz 60&#39;lı ve 70&#39;li yıllarda gelişen milliyet&ccedil;i-muhafazak&acirc;r ve İslamcı hareketler i&ccedil;erisinde kadın neredeyse yok gibidir. Birka&ccedil; kadın yazar dışında kadınların sesi duyulmaz, ta ki 1980&#39;li yıllara kadar. Bu d&ouml;nemde muhafazak&acirc;r insanlar kız &ccedil;ocuklarını &uuml;niversiteye g&ouml;ndermeye başlamış bununla birlikte de baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; meselesi yoğun bir şekilde T&uuml;rkiye g&uuml;ndeminde yerini almıştır. Bug&uuml;n artık baş&ouml;rt&uuml;s&uuml; veya kılık kıyafet konusu T&uuml;rkiye&#39;nin g&uuml;ndeminde bir sorun olarak yer almamaktadır. Kendini dindar olarak tanımlayan topluluklar uzun yıllar muhalif tavırla sadece hak talep eder durumdu kalmışlar, belki de iktidar konumuna kendilerini biraz uzak g&ouml;rd&uuml;kleri i&ccedil;in olsa gerek kapsamlı bir kadın hakları &ccedil;alışması yapamamışlar, bu sebeple de iktidar d&ouml;nemine hazırlıksız yakalanmışlardır. Bunda yerel ve k&uuml;resel d&uuml;zeyde kaynaklara ulaşabilen, bilimsel bilgiye derinlikli olarak vukufiyeti olan insanımızın bulunmayışı &ouml;nemli derecede rol oynamıştır. Bundan dolayı kadın konusu kendini muhafazak&acirc;r olarak tanımlayan &ccedil;evrelerde hala halledilebilmiş değildir. Daha doğrusu zihinlerde kadınlarla ilgili meselelere samimi ve net cevaplar verilememektedir.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Değişik partilerde, topluluklarda, dernekler ve vakıflarda &ouml;rg&uuml;tlenen dindar insanlar adeta mevcut durumun yani d&uuml;nyada ve T&uuml;rkiye&#39;de kadınların geldiği konumun ge&ccedil;ici olduğunu d&uuml;ş&uuml;nerek hayal d&uuml;nyasında yaşamakta ve ger&ccedil;eklerle bağdaşmayan, ayakları yere basmayan eskimiş yorumlarla adeta kalabalıklar i&ccedil;inde kendi i&ccedil;ine kapalı hayatlarını s&uuml;rd&uuml;rmektedirler. Sade, kendi halinde hayatını s&uuml;rd&uuml;ren halk kesimleri ise s&ouml;z konusu topluluklara g&ouml;re daha isabetli ve tutarlı tercihler yapmaktadırlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Bunun daha ne kadar b&ouml;yle gideceği me&ccedil;huld&uuml;r. Ama hayat devam ediyor. Kadınlar iş hayatında daha fazla yer alıyor. Bazı mesleklerde kadınların sayısı erkekleri ge&ccedil;meye başlamış. Kendi işini kuran kadınların sayısı hızla artıyor. Eğitim seviyesi y&uuml;kseldik&ccedil;e kadınların her alanda daha fazla kendilerini g&ouml;sterdiklerini g&ouml;r&uuml;yoruz Hayat bir takım dini kurumlardan ve kuruluşlardan &ouml;nde gidiyor. İlahiyat Fak&uuml;lteleri, Diyanet camiası, dini cemaatler, tarikatlar, halkı ve yaşanan gelişmeleri geriden takip ediyorlar. Kendini dini otorite olarak g&ouml;ren veya dini konularda yazıp &ccedil;izen insanlar yaşanan hayatın sorduğu sorulara net, ikna edici, tatmin edici cevap veremiyor, &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retemiyorlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Kadınlar iş hayatında nasıl ve ne şekilde yer almalı? &Ccedil;alışma koşulları nasıl d&uuml;zenlenmeli? Aile hayatı ve iş hayatı arasındaki sorumluluklar nasıl ele alınmalı? Hamilelik d&ouml;neminde, &ccedil;ocukların b&uuml;y&uuml;me d&ouml;nemlerinde anne ve babanın sorumlulukları ve &ccedil;alışma hayatı ne şekilde d&uuml;zenlenmeli? &Ccedil;ocukların ruh ve beden sağlıkları yerinde bir şekilde yetişmeleri i&ccedil;in neler yapılmalı, hangi tedbirler alınmalı? Değişen toplumsal şartlar i&ccedil;inde dededen, nineden, toruna aile bireyleri arasındaki ilişkileri g&uuml;&ccedil;lendirmek i&ccedil;in neler yapılmalı? Kadınların toplumsal hayata, sivil toplum kuruluşlarına, siyasi partilere katılımları nasıl olmalı? Bu yapıların y&ouml;netimlerinde ne şekilde yer almalılar? Siyaset-kadın ilişkisi nasıl d&uuml;zenlenmeli?&nbsp;</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">Sıraladığım sorular ve benzerleri muhafazak&acirc;r camianın d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rlerinden, bilim insanlarından, yazarlarından tatmin edici ve &ouml;zg&uuml;n cevaplar bekliyor.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">&Ouml;te yandan kendini muhafazak&acirc;r veya İslamcı olarak tanımlayan insanlar &ouml;teki ile yani farklı d&uuml;ş&uuml;nen, farklı inanan, farklı giyinen, farklı bir hayat tarzını benimseyen insanlarla ilişkilerini d&uuml;zenleme konusunda zihni bir hazırlık yapmış değiller. Bu konu da yine kadın konusuyla &ccedil;ok yakından ilgili. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; giyim kuşamdan, k&uuml;lt&uuml;r-sanat faaliyetlerine varana kadar bir&ccedil;ok konu kadın hakları bağlamında g&uuml;ndeme geliyor. D&uuml;ne kadar muhalefet rol&uuml;n&uuml; &uuml;stlenen muhafazak&acirc;rlar hen&uuml;z iktidarda olduklarını, başkalarının hak ve h&uuml;rriyetleri ile ilgili sorumluluk almanın daha ziyade kendilerinden bekleneceğini yeterince idrak edebilmiş değiller. Nitekim son yıllarda &quot;İstanbul S&ouml;zleşmesi&quot;nden &ccedil;ıkılması i&ccedil;in kampanya d&uuml;zenleyenler bu s&ouml;zleşmeye se&ccedil;enek oluşturacak nitelikte ve kadına şiddetin &ouml;nlenmesi i&ccedil;in daha ileri ve kapsamlı h&uuml;k&uuml;mler i&ccedil;eren bir metin ortaya koyamamaktadırlar.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">D&uuml;nya M&uuml;sl&uuml;manlarının &ouml;n&uuml;nde kadınlarla ve kadın hakları ile ilgili bir yığın mesele duruyor. Bunlar halledilmeden insanlığın &ouml;n&uuml;ne ciddi bir se&ccedil;enek olarak &ccedil;ıkmamız m&uuml;mk&uuml;n g&ouml;r&uuml;nm&uuml;yor. Bir&ccedil;ok alanda olduğu gibi siyaset biliminde ve hukuk felsefesinde de hen&uuml;z &ccedil;ağın &ccedil;ok gerisindeyiz. Batı d&uuml;nyasını taklit etmenin ve takip etmenin &ouml;tesinde ve &uuml;st&uuml;nde yaptığımız bir şey yok. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki y&uuml;zyılda d&uuml;nyanın karşısına yeni bir medeniyetin kurucusu olarak &ccedil;ıkacaksak, b&ouml;yle bir niyetimiz hala varsa, zihinlerde ve uygulamada halletmemiz gereken konuların belki de en başında kadın sorunu, kadın hakları meselesi geliyor. M&uuml;sl&uuml;manlar, kadınıyla erkeğiyle &ccedil;ağdaş d&uuml;nyaya barış i&ccedil;inde birlikte yaşamanın felsefesini, yolunu y&ouml;ntemini, kuramını, kurum ve kurallarını ortaya koyacak hummalı bir &ccedil;alışmanın i&ccedil;ine girmek zorundadır.</span></span></p> <p style="margin-left:0cm; margin-right:0cm; text-align:justify"><span style="font-size:11pt"><span style="font-family:Calibri,sans-serif">avukat@mustafacoskun.av.tr</span></span></p>
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?