7 Ekimde Hamas güçlerinin İsrail askeri üslerine ve karakollarına düzenlediği saldırıyı bahane ederek, İsrail’in namertçe, bütün savaş kurallarına aykırı olarak sivillerin yoğun olduğu yerlere saldırarak katliam yapmasıyla savaş iki ayrı alanda sürmeye başladı.
Birincisi, İsrail’in elindeki teknolojik gücünün avantajıyla, karadan topçu atışları, havadan savaş uçakları, denizden gemilerle Gazze’yi bombardıman altında tutarak sivil katliamı yapması. Özellikle hastaneler, konutlar, ibadethaneler, okullar hedef seçilerek o kadar yoğun bir şekilde bombalanıyor ki, attığı 60.000 tondan fazla bombanın Amerika’nın Japonya’ya attığı Atom bombasından 3 misli daha fazla olduğu söyleniyor.
İkincisi ve savaşın neticesini belirleyecek olan gerçek savaş ise cephe savaşı olup, İsrail’in kara birlikleriyle Gazze’ye girip orayı ele geçirip Filistinlileri Sina çölüne sürme hedefli kara savaşı. İsrail, bu savaşta ilerleme sağlamak bir tarafa, aksine tam bir hezimet yaşamakta ve sahip olduğu askeri ve teknolojik üstünlüğe rağmen, bir türlü başarılı olamamaktadır.
Zırhlı araç ve tank olarak yüzlerce araç zayiatı vermekte ve gerçek sayılarını gizlediği binlerce askerini kaybetmektedir. Hem de Amerika’nın en elit kuvvetleri olan özel askeri birimleriyle destek vermesine ve İngilizlerin uçaklarıyla Gazze semalarında gezip istihbarat desteği vermelerine rağmen.
Bütün Dünya milletlerinin gözü önünde iki aydır devam eden bu ahlaksız katliam, soykırım ve ambargoyla, Dünya’ya insan hakları, kadın hakları, çocuk hakları, demokrasi, adalet, medeniyet, insanlık dersleri veren Amerika ve bütün batı dünyasının tüm yaldızları dökülmüş ve çifte standartçı, ırkçı, çirkin yüzleri bütün çıplaklığıyla ortaya dökülmüştür.
Dünya 7 Ekim öncesine göre büyük oranda değişmiş durumdadır ve artık eskiye dönüş mümkün değildir. Batı dünyasının insanlığa öncülük yapacak, iyilik ve güzellik namına verebilecek hiçbir şeye sahip olmadıkları ortaya çıkmış ve insanlık vicdanında mahkum olmuş durumdadırlar. İnsanlık nezdinde hiçbir güvenilirlikleri ve itibarları kalmamış durumdadır ve bu hunharca katliama verdikleri desteklerle bu katliamlara ortak olma kabahatleri yüzyıllar boyu yüzlerine çarpılacaktır.
Bizzat kendi ülkelerinde, kendi halkları, bu yapılan vahşet ve soykırım karşısında isyan ediyor, sokakları dolduruyor ve derhal bu soykırımın bitirilmesi için devlet yöneticilerine baskı yapıyorlar. Hem de devletlerinin Filistinlilere destek için yapılacak her türlü faaliyet ve gösterileri yasaklamalarına rağmen.
İsrail’in işlediği bu hunharca cinayetleri destekleyip silah yardımı yapmaya devam eden Amerika ve batılı ülkeler, İsrail’in düştüğü bu bataklığa kendilerini de çekmesine engel olamayacaklar ve kendileri de bugün sahip oldukları konum ve güçlerini hızlı bir şekilde kaybedecekler İnşallah.
Devam Edecek...
