USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Öğrenmenin Yaşı Yokmuş

21-08-2023

Yakın tarihimizle ilgili yeni bir hadise daha öğrendim.

Hani şu malum Halil Konakçı'nın gündeme taşıdığı meselenin aslı nedir, ne değildir diye araştırırken rastladım bu bilgiye.

Meğerse sadece Suriyeliler bize sığınmamış.

Zamanında, on binlerce Türk vatandaşı da, Ülkemizden Suriye'ye sığınmışlar.

Hem de; Balıkesir'den, Kastamonu'dan, Kayseri'den, Konya'dan... Birbirinden habersiz katar katar Suriye'ye gitmişler.

Hatta önce Hatay'a gitmişler.

Hatay bize katılınca, orada da tutunamayıp, Suriye'ye geçmişler.

Hem de, gerek Hatay ve gerekse Suriye, o sırada Fransız işgalinde iken.

Epeyce kalabalıklaşınca; Dağ , Etrak ve Muhacirin denilen üç mahalle kurmuşlar.

O kadar çok, sefil bir hayat sürmüşler ki; bir çoğu açlıktan, hastalıktan, bakımsızlıktan telef olmuş.

Hayatta kalanlar da; bir gün Türkiye'ye yeniden dönüş hayaliyle, ömürlerini tamamlamışlar.

Bağlarını koparmamak için de; kim nereden geldiyse oranın ismiyle anılır olmuşlar. Kastamoniler, Balikesiriler, kayseriler... gibi.,

İlk gidenler ölene kadar Türkçelerini ve Türklüklerini korusalar da; Zalim Baas rejimi ve öncekilerin yasaklamasıyla; çocuk ve torunlarına dahi öz dillerini öğretememişler...

Sadece 90-95 sene önce Anavatanlarını terke mecbur kalan binlerce İnsanımızın, vatandaşımızın şimdi tek kelime bilmeyen, aslen Türk ama kendini Arap zanneden, on binlerce torunu yaşıyormuş Suriye'de

Şimdi soru şu:

Binlerce insan, sefaleti ve ölümü göze alarak; kendi öz vatanlarını niçin terk etmiş de, Fransız işgalinde olmasına rağmen Suriye'ye sığınıp, orada mahvolup gitmişler... ???

Dün, bir kamyonun arkasında yazıyordu.

"Diyecek lafım çok da, neyse!"...

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?