Sayın Milli Eğitim Bakanı, küçüklerin çantasını nasıl taşıyacaklarını tarif etmiş.
Şaka gibi.
Acı acı güldüm.
Neymiş efendim; çocuklar havalı olsun diye tek omuzlarına takıp taşıyorlarmış da zaten ağır olan çanta küçüğe zarar veriyormuş.
Aslında ciddi bir meseleyi fark etmiş ama sokaktan geçen herhangi birinin de verebileceği bir öğüdü vermiş.
Bakınız sayın Bakan;
deliye anlatır gibi anlatayım; .
İki milyar TL harcayıp 9 ay sonra çöpe atılan okul kitapları var ya, işte o kitaplar birinci hamur kağıda basılıyor.
Bunun için de çok ağırlar.
Nasılsa, Devlet eliyle israfın en alasını yapıp, o kadar emeği ve parayı çöpe atıyorsunuz;
hiç değilse 3. hamur kağıda basın.
Böylece hem çöpe giden paranın miktarı hem de çantaların ağırlığı üçte bire düşer.
Ondan sonra isteyen iki omuzunda taşısın, isteyen tekinde.
Aslında;
- Kitapların en az 5 yıl için basılması
- Sene başında depozit alıp, temiz kullanıp getirene paranın iade edilmesi
- Özel okullara bedava dağıtılmaması
gibi tedbirlerle, toplam gideri onda bire kadar azaltmak da mümkün ama şimdilik bunu bekleyen yok sizden.
Yani demem o ki;
her yıl iki milyar liralarını gözünüzü kırpmadan çöpe attığınız velilerin omuzlarındaki yükü azaltırsanız,
çocukların omuzlarındakiler de, kendiliğinden hafifleyecektir. (H.M.)
