Yaşlı bir adam
18 yaşından küçük tutuklu oğlunu hem ziyaret hem de bir Avukat tutmak için; memleketin bir diğer ucundan kalkmış gelmiş.
Yorgun, bezgin bir halde içeri girip koltuğa yığıldı adeta.
Soluğunu toplayıp anlattı meramını babacan bir tavırla.
Tek başına yaptıramazsınız, hanımınız da gelecek dedim.
Şaka yaptığımı sandı; güldü.
Sonra anladı ciddi olduğumu
Yüzü değişti, şaşırdı, bozuldu…
- Sahi mi hanımın da gelmesi lazım;
Bu sıcakta, bayram önü taa nerden, hem de sadece oğluma Avukat tutmak için hemi.
Diye sordu.
Reislik gideli çok oldu da, şimdi sıra erkekleri topaça çevirmekte
diyemedim de;
- Maalesef kanun böyle dedim.
Kalktı niceden sonra yerinden,
- Ben böyle kanunun da , erkekliğin de, yolunda, yolcunun da, evladın da, Devletin de..
diyerek gözden kayboldu...
***
Eskiden sadece Üniversitelerde görülen, günümüzde ise ilkokullara kadar inen "mezuniyet baloları " artık tüm masumiyetini kaybetti...
Yasakların kalktığı,
kuralların çiğnendiği,
kötünün ve kötülüğün şahlandığı bu törenler;
10 yılda verilen ahlaki değerlerin; 10 dakikada heba edildiği kıyımlara dönüşüyor..
Bazı veliler bir beis görmeyerek, bazıları ise oğlu- kızı üzülmesin diye, bakmaya kıyamadıkları göz bebeği yavrularını adeta kendi elleriyle ateşe atarak; küçücük yavruların körpe dimağlarında, belki bir ömür kapanmayacak ve bir asır ağlatacak yaralar açılmasına seyirci kalıyorlar/kalıyoruz....