Bizim cenah, Saadet yönetiminin, 28 Şubat aktörlerini plakete boğmalarını ve CHP ile kol kola yürümesini, rahmetli Erbakan Hoca’ya ihanet saysa da şahsen ben bu tespite katılmıyorum.

Zira Erbakan hoca sağ olsaydı da, muhtemelen daha farklı davranmazdı.

Bunun işaretlerini, vefatına yakın onlarca açıklamasında bulmak mümkün.

Ancak durum böyle de olsa, bu bile Saadetlileri kurtarmaya yetmez.

Çünkü kişinin kendine yapılanı affetmesi başka, sevdiklerine yapılanı affetmesi daha başkadır.

İşte hayret ettiğim ve Saadetlilere yakıştıramadığım da budur!

Mesela, şahsen ben, kafamı gözümü kıran birini affedebilirim.

Ama

Babama, kardeşime ve hürmet ettiğim bir büyüğüme parmak sallayan eli, bileğinden kırarım.

Saadetliler işte bu ince nüansı, ya anlamıyor ya da bilmiyorlar.

Diğer bir ihtimal de umurlarında olmaması.

Hatırlarsanız, 28 Şubat sürecinde; memuriyetten atılan, okullara alınmayan, hastane kapılarından çevrilen yüz binlerce insan, haklarını aramaları ve dik durmaları için gözlerinin içine bakarken; onlar Erkek - Ürkek tartışmaları arasında, kendilerine küfredenleri bile temenna ile meşguldüler.

Tıpkı şimdi, dün sövenlere bugün ödül üstüne ödül verip, kürsülerden riyakar riyakar övgüler dizdirmekle meşgul oldukları gibi.

Mesela sormak lazım Saadetlilere;

- Erbakan hocanın hedeflerini gerçekleştirmeye, AK Parti mi daha yakın, yoksa CHP mi

Ve başka bir soru;

- AK Parti’nin yapmadığı ya da yapamadığı hangi idealinizi CHP ile yapacaksınız

Ve bir soru daha

- Erbakan hocanın hedeflerini tek tek gerçekleştiren AK Parti’ye, niçin bu kadar uzaksınız ve düşmanca tavır alıyorsunuz.

Sorular sorular sorular...

Tabi Saadetlilerin abuk sabuk da olsa mutlaka verecekleri bir cevapları vardır.

Ama hiçbiri olmasa bile, 90 yıllık müşterek hayalimiz olan, Ayasofya'nın zincirlerinden kurtarılmasına bile sevinememeleri karşısında, bizim de;

''Ey Saadet Partisi, CHP ile bir olup yaptığın ve yapacağın her şeyin Allah belasını versin'' deme hakkımız var...