Ömrümün en güzel çağlarındayım
Evimde müebbet yaşıyorum ben
Gönlümün karakış dağlarındayım
Yolları bastonla aşıyorum ben
Bu tercihim değil, kaderim benim
Rabbim bir dert vermiş, yaşar giderim
İsyankar değilim, şükür ederim
Asi olanlara şaşıyorum ben
Kulağım duymuyor, anlamam sözü
Devreye sokarım şu bir çift gözü
İnsanlarda şaşkın görünce yüzü
Çaresiz başımı kaşıyorum ben
Üzülürüm, gül dalında solunca
Üzülürüm, bir kul mahzun olunca
Birileri bizi gırgır alınca
Sinirden ağlıyor, coşuyorum ben
Sizler bu dünyayı mutlu yaşarken
Nice zorlukları bir bir aşarken
Yemyeşil kırlarda gezip, koşarken
Engelsiz yollarda düşüyorum ben
Ne bir dostum oldu, ne vefalı yar
Yüzüm hep gülerken, kalbim kan ağlar
Size mevsim bahar, bana boran, kar
Temmuz sıcağında üşüyorum ben
Kiminiz dünyayı gerçek görüyor
Kimi bana inat kibir yürüyor
Bedenimi kızgın bir kor bürüyor
Ateşler içinde pişiyorum ben
İkincil şahısım, engel olunca
Dünya küskünümdür, kafa yorunca
Bir dost gelip halim hatrım sorunca
Kırk yerden yaramı deşiyorum ben
Engelim; ne suçum, ne de günahım
Ne bir isyanım var, ne de eyvahım
İnlesem semaya çıkardı ahım
Bu yükü severek taşıyorum ben
Murat KARABABA - SİVAS