Orman yakabilecek kadar, "Belhüm adal" (Hayvandan da aşağı) olanlarla, aynı havayı solumak çok ağır geliyor...
Nefes alamıyorum Allah’ım...
Boğuluyorum.
Üç gündür göz pınarlarım kurudu cayır cayır yanan hayvanata, nebatada, ormanımıza ağlamaktan...
Utanıyorum Allah’ım, üstüne yemin ettiğin zamandan.
Utanıyorum bu radde alçaklığa şahitlik etmekten...
Utanıyorum insanlığımdan, insan olmaktan.
Ey şanı yüce Allah’ım!
Ey Rahman ve Rahim ismi şerifiyle gönüllere merhamet veren Rabbim...
Ya helak et hepimizi
Ya da
Nefessiz bırak O, Şeytanın Çocuklarını...
***
Televizyonlarda siz de rastlamışınızdır.
Karı - kocanın, moda deyimle eşlerin birlikte katıldığı yarışmalar oluyor...
Her yarış bir nevi oyundur ve her oyun insan karakterini ortaya çıkarmak için iyi bir araçtır.
Çünkü insan oyun oynarken, çok zaman içindeki gerçek huy ve karakteri dışa vurur.
İşte o yarışmalarda, kadınların kocalarına davranışlarına dikkat ettiniz mi
Tam bir fecaat...
Sanki kocasına değil de evdeki fino köpeğine komut verir gibi davranıyorlar.
İki oyun arasındaki zamanda ise ancak bir ağaçkakan marifetiyle, "aşkım aşkım" nakaratına geçiş yapıyorlar ki, sormayın gitsin.
İnsanın Aşık'tan midesi bulanıyor, Aşk'tan kusası geliyor.
Durum iyi değil dostlar.
Büyükler, "Kadın düşerse Memleket düşer" derlerdi...
Ya dinlemedik,
Ya da anlamadık...