Biraz gaflet, biraz da camilere uzak oturduğumdan, sık gidemiyorum maalesef.

Ramazanın ilk günü için özellikle gittim yatsıya.

Bir önceki günden farkı yoktu adeta.. Mesafeli duruşla zar zor üç, normalde bir saflık, 60 yaş ortalamasında bir cemaatle kıldık.

Tamam teravih kılınmayacaktı ama camiiler açıktı...

Halbuki Ramazanın ilk günü, camiler panayır yeri gibi nasılda şenlenirdi oysa.

Giren çıkan, gülen oynayan, büyüklerini taklitte yarışan çocuklar. Çoğu, babaanne terliklerinin ucundan gelmiş acemi gençler. Gitmesem ayıp olur diyen orta yaşlılar. Ramazanda binamaza mola verenler, gedikli cami cemaatı vs vs vs..

Böyle bile olsa, bir aylığına hayatımıza hiç olmadığı kadar glren camii, cemaat, ezan, namaz...

Sözüm tam da burada; temiz Ecdadımızın gayretleriyle, örf adete dönüşse de, neticede halkı camiye cemaate yaklaştıran gün ve gecelerimizi kıyasıya tenkit edenlere...

Özel gece, kandil gecesi, af gecesi yok diye diye camiide cemaat bırakmadınız..

Teravih vardı yoktu diye diye de, şeytanla yarışa girdiniz.

Şeytanı bilmem ama son bir yılda ortaya çıkan virüs, camiide cemaat bırakmama konusunda sizden öne geçti.

Ancak virüsün elbet bir süresi ve bir sınırı var.

Sizin ise ne hududunuz belli ne de haddiniz.

Dileğim odur ki Mevladan;

Milletin başına tebelleş olan, birçok kıymetlimizi alıp götüren ve camilerimizin boynunu bükük bırakan bu virüs illetiyle birlikte, sizleri de başımızdan ebediyen def eylesin... ( H.M.)