Tarihinde ittifak etmeyen, kendi tarihini tartışıp kavga eden bir Millet, asla Millet olamaz ya da Millet kalamaz.

Zira;

Tarih birliği, Millet olmanın en yegane şartıdır.

- Kimi tarihi olaylar ret ve inkar ediliyorsa

- Ülkenin yarısının kahraman dediğine, diğer yarısı hain diyorsa

- Milli Tarih yalan gayyasına dönmüş, kim doğru kim yalan ayırt etmek zorlaşmışsa

- Ecdada saygı kalmamış, türbelere tüküren, ismine küfreden, cismine hakaret eden veledi zinalar sokaklara taşmışsa...

Bizim Millet kalmamız zor, çok zor.

Türkçemizi Agop'lara, Tarihimizi de siyonistlere teslim ederken bu günler mi hesap edilmiştir bilemem ama manzara kötü, durum çok vahim...

Kendi dilini konuşamayan, düzgün okuyamayan, okuduğunu anlamayan, siyasi görüşüne göre tarih anlayışı olan bir Ülkenin geleceği emin ellerde olamaz.

Hiç değilse bundan sonra ve derhal;

Tarihimizi hak ettiği ciddiyetle ele alıp hurafe ve efsanelerden temizleyerek, yalanlardan arındırmalıyız.

Ancak gel gör ki; işi ve görevi bu olması gereken Mili Eğitim Bakanlığı, yakın tarih dışındakine tarih nazarıyla bakmayarak, adeta idam sehpasına ki tarih şuurumuza, son tekmeyi atmakla meşgul...

Belki bu sefer diye ümitlendiğimiz son Milli Eğitim Bakanı da öncekileri aratmadı ve bir kez daha ümitler berhava edildi...

Bu Millet kendi tarihini öğrenmek istemekle çok şey mi istiyor.

Ya da

Bir Milleti geçmişiyle, ecdadıyla, tarihiyle barıştırmak bu kadar mı zor

 

***

 

Hükumeti kazandık, hikmeti kaybettik.

Makamı kazandık, mevkiiyi kaybettik.

Seçimi kazandık, geçimi kaybettik.

Parayı kazandık, "dara"yı kaybettik.

Nimete gark olduk; hamdı, şükrü kaybettik.

Camiiler yaptık, cemaatı kaybettik.

Yollar açtık, istikameti kaybettik.

Örtüyü kazandık, başı kaybettik.

Hedefi bulduk, edebi kaybettik.

Zenaatı kazandık, kanaatı kaybettik.

Pahalı arabalarımız var, dosta giden yolu kaybettik.

Villalar köşkler aldık, rüyalarımızı düşlerimizi kaybettik.

Eşyaları koruduk; Ahmetleri, Ayşeleri kaybettik.

Misafir odaları döşedik, misafiri kaybettik.

ve maalesef

Kazanmanın anahtarını bulduk, karakterimizi kaybettik...