Merhabalar,

Bu haftaki köşe yazımızda; aile hukukuna giriş yaparak 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında boşanma sebeplerini ana hatlarıyla incelemeye çalışacağız.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanununda boşanma sebepleri 161 ile 166. Maddeler arasında düzenlenmiş olmakla zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığı özel boşanma sebeplerini oluşturmakta; evlilik birliğinin sarsılması, eşlerin anlaşması ve fiili ayrılık ise genel boşanma nedenlerini oluşturmaktadır.

TMK’da sayılı boşanma sebeplerinin özel veya genel sebebe dayanması açılacak boşanma davasında esas incelemeye geçildiğinde ispat yükümlülüğü açısından, farklı hukuki sonuçlar doğuracaktır. Bir evlilikte özel boşanma sebepleri varsa, davacı yalnızca özel bir boşanma sebebi olduğunu ispatlamalı, ancak genel boşanma sebepleri her iki taraf karşı tarafın kusurunu ispatla mükelleftir.  Özel boşanma sebeplerinde olayın kanuni şartları ile beraber gerçekleşmiş olması boşanma için yeterliyken; genel boşanma sebeplerinde olayın gerçekleşmiş olmasının yanı sıra, olayın eşler için ortak hayatı çekilmez hale getirmiş olması gerekir.

Kanun koyucu özel boşanma sebeplerini sınırlı sayıda saymakla; bu sebepler hiçbir şekilde artık artırılıp eksiltilmeden varlığını sürdürecek, ancak genel boşanma sebepleri Yargıtay içtihatları doğrultusunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması başlığı altında toplumsal değişim ve gereksinimlere göre evirilmeye devam edecektir.

TMK’da sayılı özel boşanma sebeplerinden en çok uygulamada karşımıza çıkan zina ve terk başlıklarını dilerseniz kısaca inceleyelim.

  • Zina

 Türk Medeni Kanunu’nun 161. Maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 161: Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir.

 Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

 Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

 

Zina sebebine dayalı olarak açılan boşanma davasında dava hakkı, boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle düşer.

Zina sebebine dayalı boşanma davasında yalnızca bu özel sebepten dava açılabileceği gibi evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davası da açılabilir. Hatta aynı davada zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebeplerinin ikisine birlikte dayanılarak da dava açılabilir.

 

  • Terk

 Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesinde düzenlenmiştir.

Madde 164 – Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hakim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.”

 

Terk edilen eş; terk olayının üzerinden en az dört ayın geçmesiyle hakime veya notere başvurarak terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi ihtarında bulunulmasını talep eder. Türk Medeni Kanunu’nun 164. maddesi gereğince çekilen ihtarın hukuki sonuç doğurması için samimi olması gerekir. Yine bu ihtarın mahkemece kabul edilebilmesi için Yargıtay içtihatları gereği; terk eden eşin ulaşım masrafları, evine döndüğünde onurlu bir yaşam sürecek barınma ihtiyacının karşılanmış olacağının davacı tarafından garanti edilmesi ve tüm bu masrafların davalı hesabına yatırıldığının mahkemeye bildirilmesi samimi ihtardan anlaşılması gereken başlıca unsurlardır.  

Terk sebebine dayalı olarak açılan boşanma davalarında herhangi bir hak düşürücü süreye tabi olmamakla; terkten itibaren 4 ayın geçmesi süre açısından önemlidir.

Gelecek haftaki köşe yazımızda diğer boşanma sebeplerine değinerek kanun ve içtihatlar üzerinden konuyu incelemeye çalışacağız.