Beka davası diyorsun, "O da neymiş" diyor.
Etrafımızı kuşatıyorlar, ülkemizi 2025 yılına kadar bölünüp parçalanacak ülkeler listesine aldılar diyorsun, "Dolar 20 liraya yaklaştı" diyor.
Bize diz çöktürmek istiyorlar diyorsun, EYT diyor.
İstiklal diyorsun; 3600 ek gösterge,
İstikbal diyorsun; enflasyon,
Savaşa girdik diyorsun, maaş zammı diyor...
Maziden konuşsan asgari ücreti,
Ati’den bahsetsen, patatesi soğanı önümüze koyuyorlar...
Kim ne derse desin!
Bu ülke, yüz yıldır ilk kez bağımsız oluyor.
İlk kez ayağa kalkıyor...
Artık, ordumuz her on yılda bir, ihtilal yapmıyor.
Artık, üniversiteler başörtülü avlamıyor.
Artık, devletim Amerika’nın ağzının içine bakmıyor.
Ufkumda, yürüyen kaleleri,
Göğün bağrında, İHA ve SİHA’ları
Deniz dibinde, Piri Reis’i denizaltılarımı görüyorum.
Bu iftihar, beni diri tutuyor.
Bu gurur, başımı dikleştiriyor.
Bu onur, yüreğimi kabartıyor.
Ülkemle gurur duyuyor,
Vatanımla kanatlanıyorum...
Bu ülkenin vatandaşı olmakla, her zamankinden daha vakur, her zamankinden daha onurluyum.
Dolarla yatıp Euro ile kalkan ve mutfak ile hela arasında bir ömür sürenlerle işimiz olmadı, olmayacak...
Tarih yapan bu milleti, tarihten sürgün ettiler.
Dünyaya hakim olmuş bir medeniyetin, tarihteki yolculuğunu durdurdular.
Ama artık yeter!
Vatanımız davamız, davamız yolumuz, yolumuz geleceğimizdir...
Biz,
Üç beş yıl sonrası değil belki üç bin yıl sonrası için bu yoldan gideceğiz...
Karanlıksa da bu yoldan yürüyeceğiz, kahramanlıksa da...