Dil...

Fatma Karakuzu

7 yıl önce

Vücudumuzun en önemli parçalarından olan dilin  yaptığını başka hangi organımız  yapabilir ki. Dildir insanı bahtiyar eden de berbat eden de.  Dildir ağız boşluğunda susup söylemeyen de birebir bin ekleyip ötende... Tatlılığı ile yılanı deliğinden çıkaran da zehriyle onulmaz yaralar açan da.  Dildir ağıza gireni evirip çevirip mideye gönderen, mideye göndermeden de acı,  tatlı, ekşi, tuzlu hissini beyne ulaştırır. Dilin marifetlerini saymakla bitiremeyiz. Ne tuhaftır ki bu kadar marifetli olan dil, bir anda insanın felaketi olabiliyor.  Yani asıl maharet dilde değil, ona sahip olan insanoğlundadır. İnsan nasıl işletirse dil madenini, öyle süsler donatır ömrünü ...  Mevlana´nın bir hikayesinde; padişahın biri vezirine "çok kıymetli sevdiğim misafirlerim gelecek onlara  en güzel ve en kıymetli ikramlarda bulunalım" der.  Vezir gidip dil alır. Pek sevmediği misafirleri geleceği zaman da "önemsiz bir davet git istediğini al" der.  Vezir yine gidip dil alır ve sofrayı hatırlatır. Sofrayı gören padişah şaşırır nedenini sorduğunda ise vezir    "padişahım dil hem en iyi hem en kötü olan şeydir. Bu yüzden iki davette de dil aldım" der. Yani  dil iyilikler ovası da, kötülükler yuvası da olabilir. 

Dil bu bazen de istemeden kırar insanı.  Kötü yaradır dilin kalpte açtığı yara. Telafisi de zordur,  yaranın kapanması da... "Ne yaptım ben, nasıl çıktı ağzımdan?"  diye içi içini yer insanın. Daha sonra istediğin kadar gönlünü almaya çalış hiç eskisi gibi olur mu? Olmaz tabi ya... "Söyleyeceğim sözün ucu nereye gider" düşüncesiyle hareket etmek kamil insanların şiarıdır. İnsan çok söz söylemekle değil,  söylediği sözlerin yerinde ve faydalı olmasıyla kadrini kıymetini yükseltir. Dilin kemiği yok diye boşuna dememişler  paldır küldür yalan yanlış çıkıverir ağzımızdan laflar. Yalan demişken;keşke olmasa  ama bir de  bu özelliği vardır dilin.  Bir çırpıda çıkıverir ağzımızdan yalanlar. Çıkar çıkmasına da karşımızdakini değil sadece kendi  kendimizin kandırmış oluruz. Sonuç; birbiri ardına gelen ve bir kartopu gibi büyüyen yalanlar. Çünkü insan bir defa yalan söylediği zaman, o yalanı örtbas etmek için bir yalan daha söyler sonra bir yalan daha bir yalan daha... Sonra bir bakmışsın ki dipsiz bir yalan kuyusundasın. Yalanın pembesi beyazı olmaz. Yalan yalandır. Dedim ya,  dil bu biz ne istersek onu söyler. Daha doğrusu gönlümüzde ne varsa dilimizde de o vardır. İnsan dilini yumuşatmadan  önce gönlünü temizleyip yumuşatmalı. Gönlü temiz olanın dili de tatlı olur. Gönlümüzü temiz tutabilme dileğiyle...
YAZARIN DİĞER YAZILARI