GAZETECİLİK

Orhan Arslan

10 ay önce

Biliyorum, Gazeteci olmak  zor  iştir.

Son günlerde bazı gazetecilere ulusl basında ödenen paralar söz konusu oldu. Bazı gazeteciler, bulundukları görevlerden istifa ettiler. Yeni görevlere geçtiler. Kimi medya patronları ise, bazı gazetecilerin işlerine son verdi.

Ülkenin gündeminde ise, her zaman yalan haberciliğin oluşturduğu ortamlar konuşulmaktadır. Neden bu yalan habere başvurulur! Bilinmez! Ülke yönetimi ise, bu yalan habercilikle her halde yeteri kadar mücadele edemiyor ki, yalan habercilikten şikayetçi oluyorlar. Doğrusu budur, yanlışı şudur gibi spot açıklamalar yapmak zorunda kalıyorlar. Hatta bu açıklamalar bazen daha uzun soluklu oluyor. Kimi zaman üslupta sertleşiyor. Üzülerek ifade edeyim, yalan ve mesnetsiz haber, Ülke basınının kimi zaman kontrol edemediği bir gerçek olarak ortada durmaktadır.

İnsanlar üzerinde yaptığı tahribatı ise, söylemeye gerek yoktur. Kamuoyu vicdanı sızlamaktadır.

Ulusal Basın, Yerel Basın, Devlet desteği olmadan zor ayakta durur. Yani Devletin desteğine ihtiyaç vardır. O halde bu Devleti yıpratmanın kime ne faydası olur.

Gazeteci olmak, doğrunun yanında olmak, doğrunun arkasında durmaktır. Yanlışın yanında olmamak, yanlışın arkasında  durmamaktır.

Üzerinize aldığınız görevin sorumluluğu, çok fazladır. Halkı doğru bilgilerle bilgilendirmek gerekir.  Haber ve yorumlarda; yönlendirici olmak için; Halkın tüm değer yargılarını bilmek ve o konularda taraf olmamak gerekir. O değer yargılarından bazılarını sahiplenip, bazılarına sırt dönmek; doğru bir yaklaşım değildir. Toplumu meydana getiren sosyal değerlere sahip çıkmak gerekir. Toplumun temel değerleri diyeceğimiz, değer yargılarını yıpratmamak gerekir. onlar bir toplumu meydana getiren ortak değerlerdir.

Mensubu olduğunuz, toplum katmanındaki  konumlar, mevkiler, makamlar, statüler; yayın politikanızı etkilememelidir. Dik duruş sergilemek, gerekir.

Hangi şartlarda olursa olsun; Haber ve yorum  yazma konusunda; kişisel düşüncelerini, yarar ilişkilerini, düşünmeden tarafsız olarak; sunum yapmak zorundadır. Şahsi düşüncelerinin dışında; sosyal hayatı ve kültürel hayatı da, bu tarafsızlık ilkesine dahil olmalıdır.  Fenerbahçeli bir gazeteci; spor yorumu yaparken; taraftar kimliğini, bir kenara bırakmak zorundadır. Aynı şey; siyasi alanda haber  ve yorum yapan kişiler için de; geçerlidir. Bilmediği konularda yazmak, haber yapmak yerine; öğrenerek yazmayı tercih etmelidir. Yoksa; yazmamak, daha güzel bir davranış olur.

Toplumu yönlendirmek adına yapılan kasıtlı yorumlar da etik değildir. Şahıslar ve kurumlar hedef alınırken doğrudan yana tavır konulması gerekir.

Haber ve yorumlarda; duyumlardan, iddialardan çok; kesin bilgilere ve delillere dayanması gerekir. Sonuçta; haber ve yorum yaptığınız konular içerisinde, insan veya insanlardan oluşan bir topluluk olabilir. Yanlış haberinizle; O insanları rencide edebilirsiniz.

 

Kimi zaman, sizin yayın politikamızla; kitleleri yönlendirme özelliğimiz vardır. Bu özelliğin farkında olarak; yansız , tarafsız, doğru, habercilik anlayışı ile; öne çıkmanız gerekir. Yanlış yönlendirmeler, yanlış, işlerin ortaya çıkmasına neden olur. Bu ağır sorumluluğu kimse almak istemez. Hatta kasıtlı olarak yapılıyor ise; bu yanlış değerlendirme sınırlarını aşarak, ihanet boyutuna kadar uzanan; bir yolculuğa başlamak, demektir.

Gazeteci taraf olamaz... Gazeteci bir ikbal beklentisi içerisinde olamaz... Kimseye yalakalık yapmadan, doğru ve yansız haber vermek zorundadır. İlkeli ve tavizsiz yoluna devam eden gazeteciler; çok zor durumlarla karşılaşabilirler. Hatta, hiç ummadıkları bir anda; meslek hayatları bitebilir. Eğer, hayatını devam ettireceği, gelir kaynağı gazetecilik ise; mesleğinin sona ermesi; istemediği durumlarla, karşılaşması demektir. Ne olursa olsun; mesleğini dürüst ve samimi olarak yapan, insanlar; tarih önünde hep hayırla anılacaktır.

Unutulmaması gereken, bir konu; Gazeteci de; bu toplumun insanları arasından çıkmaktadır. Başka bir tabirle; toplumun tüm değer yargıları, sosyal olguları, toplumsal gerçekleri, çepeçevre gazeteciyi kuşatmıştır. Onlardan etkilenmemesi düşünülemez. Kısacası; gazeteci de; bu toplumda yaşayan bir insandır. Doğal olarak; tüm artı ve eksilerinden etkilenecektir. İşte önemli olan, bu kuşatmalara rağmen; ilkeli ve dürüst, yansız bir şekilde, gazetecilik hayatını devam ettirmesidir.

Devamı yarın

YAZARIN DİĞER YAZILARI