Ülke Olarak Elde Ettiğimiz Gelişmelerin Şehrimize Katkıları

Orhan Arslan

3 yıl önce

Belki istenilen seviyeye ulaşamadık, ancak eski ile karşılaştırılmayacak kadar, refah seviyemiz yükseldi diyebilirim. Çünkü iktisatta en güzel değerlendirme  paranın alım gücüne göre yapılandır, diye düşünüyorum. O nedenle, döviz, altın gibi değerli yatırımlar, paranın alım gücünü ne kadar etkiler, onu bilemem... Evlerimiz daha konforlu, çevremiz daha düzenli... Şehirlerimiz eksiklerine rağmen, daha kullanışlı... Bu değerlendirmeleri neden yapıyoruz? İşte cevabı. Daha yirmi yıl öncesine kadar, bu ülkede bakamaz diye memura kız, ödeyemez diye kiralık ev vermezlerdi. Unutuldu... Memurun karısı şimdi  alış-verişe arabasıyla gidiyor. Çoğumuz ailece bir lokantaya hiç gidemezdik. Babalarımızın lokantaya götürecek parası hiç olmadı. Şimdi AVM'ler de her alan tıklım, tıklım dolu. Hatta MC Donalt gibi yerlerde içeriye girme kuyruğu var. Bunu gördükçe zaten, Ülkemiz adına üzülüyorum.   Eski yıllarda biri bize yakında uçağa bineceksiniz dese, bizimle matrah geçiyor diye kızardık.   Otobüste ön koltukta yer bulup seyahat edebilmek lüks idi. Ona bile adam lazımdı. 2000 yılında Doğan SLX binen "Oğlum ben senin gibi eşeğe binmiyorum" Deyip Şahin'i küçümserdi. 2000 yılında 7 milyon olan araba sayısı nerede ise, 27 milyona ulaşmış. Şimdi çoğunun altında 200 binlik araba, elindeki 5 binlik telefonla ülkede kriz var yazıyor. Hemen hemen herkesin evi de var, arabası da... Yazlığı da, ya da devre mülkü... Olmadı tatili var... Bugün gitmek istediği yere daha konforlu yollar ile, daha konforlu arabalar ile, seyahat edenler, Yahut uçağa binip bir günde işini hallettikten sonra evine dönenler, yine de beğenmemezlik tavırlarını öne çıkarıyorlar. Burun kıvırıyorlar. Bu neyin hazımsızlığıdır anlamış değiliz. Evet Bu Ülke bizim. Bu imkanlar bizim kullanımımıza sunulmuş imkanlardır. Ne çabuk unuttuk. Hatırlayalım... Bu ülkede Ecevit,  2000 yılında 750 bin doları İzmir'in bir köyü kadar olan Lüksemburg'tan sadaka olarak almıştı.  Bu ülkede 2000 yılı Kurban Bayramı'nda Ecevit, emeklilere maaş bile ödeyemediği. Bari harçlık ver, cebimizde çay parası olsun dediklerinde onu bile vermemişti. Şimdi cebine iki tane emekli ikramiyesi koyan abim Ecevit'e övgüler düzüp, hükümete eleştiriyor. Hele, 45 günde yetiştirilen öğretmenlerin Bu Ülkeye açtığı yaralar hala kapanmadı... O günlerde Ülkede olan 10 Üniversite sayısı yetersiz kalınca, yetişmekte olan genç nesli, 3 aylık eğitimden geçirilen yeterli donanımı olmayan, amaçları sadece ideolojik travmalar üreten bazı adı öğretmen olan insanlara teslim edildi. Teslim edilenler kim? 12-18 yaş arsı, tam delikanlılık hallerinin zirve yaptığı insanlar. Gerisini, sonucunu hepimiz biliyoruz... Adamlar haklı. Çünkü bu millet Menderes, Özal, Erbakan, Muhsin Bey, Tayyip Bey gibi kim hizmet ettiyse, midesine kim sıcak çorba koyduysa yerden yere vurmuştur. Her geldiklerinde veya hükümet ortağı olduklarında millete yokluk çektiren kimi siyasileri ise, minnetle anmışlardır. Özelde şehrimize bazı hizmetler sunulmuştur. Bazı sıkıntılarının, işsizlik ve göç olaylarının varlığından haberdarız. Bu köşede sık, sık O, konuları da gündeme taşıyoruz. DEVLETİN vereceği teşvik ve alt yapı yatırımları ile, bu sıkıntıların geçeceğine inanıyorum. Ancak var olan bazı yatırımları da anmamız gerek diye düşünüyorum. Şehrimiz Tarım ve Hayvancılık açısından güçlü bir şehirdir. Tarım , hayvancılık, yapılacak yatırımlar ile daha güçlü hale getirilebilir. Sanayii, istenilen seviyede olmasa bile, çok ciddi adımlar atılmaktadır. Devletin bu alanda vereceği bazı imkanlar ile, adından söz ettireceğine inanıyorum. Turizm açısından yeteri kadar tanıtımız yapılmamaktadır. Yoksa, sıcak çermik, soğuk çermik, balıklı kaplıcamız, Gök pınarımız,  Altın kalemiz, Sarissamız, Ulu camilerimiz, Görmeye değer birer turizm yeri ve sanat eseridir. Hatta Kent MEYDANI ÖYLE HER ŞEHİRDE BULUNAMAYACAK BİR DEĞERDİR. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet eserleri hala dimdik ayakta durmaktadır. Ülkemizde böyle kent meydanı olan kaç şehir vardır? Sosyal hayata katkı sunacak olan, Paşabahçe, ve yeni açılan mesire alanları vardır. Açılan Millet bahçesinin yanında, yakında açılacak olan eşi benzeri olmayan Hamidiye Kültür Parkımız bu hizmete devam edecektir. Ulaşım açısından Anadolu'nun değişik şehirlerini Karadeniz'e, Doğu Anadolu'ya bağlayan bir kavşak noktasındayız. Hava Alanı sayesinde, Uçak seferleri hizmete devam etmektedir. Kara yolu istenilen düzeydedir. Yakında hizmete girecek olan yüksek hızlı trenimiz, bu hizmetin daha da artmasını sağlayacaktır. Şehre ulaşım daha kolaylaşacaktır. İleride açılacak olan Ordu, Adana yolu şehrimizin önemini daha artıracaktır.   Bence, İçinde varları olan fakat kadri kıymeti bilinmeyen şehir, gibi gözüküyoruz... Sivaslılar olarak bunu anlayabilsek. Üniversitelerimize, Sanayiimize, Kültürümüze, Tüccarımıza, Esnafımıza  ve tüm varlarımıza  sahip çıkabilirsek  SİVASIMIZI  DAHA İLERİYE TAŞIRIZ... Hele bir markamız var ki, Dillere destan... Sivasspor, değerini biliniz... Kıymetini biliniz... O, bir markadır... Ey Selçuklunun Baş şehri, Divriği Ulu Camii gibi bir eseri bağrında taşıyan coğrafyam, tüm kıymetlerinle değerini bil... Selçuklu Devleti ve Osmanlı İmparatorluğundan miras  kalmış medeniyetimizin tüm temel taşlarını bir simge gibi taşıyan Azizi Şehir, Kıymetini bil... Değerini bil ve değerini yükselt... Bu amaçta birleş... Çalış, çabala, yüksel...