Öncelikle Açıklanan LGS sınavlarında başarılı olan gençlerimizi kutluyorum. İçlerinde İmam Hatip Ortaokulu mezunu öğrencilerin Türkiye' de tüm soruları yapanlar arasında olması ayrı bir mutluluktur. Allah tüm gençlerimizin yar ve yardımcısı olsun...
Özellikle belirteyim ideal bir genç nesil yetiştirmek en önemli görevimizdir.
Bazı ANNE, BABALAR Evlerinde, genç nesil ile irtibat kuramayan, onların dünyasından uzak, bir halde aynı çatı altında olmalarına rağmen, hayatlarını devam ettiriyorlar. Kimileri bu durumdan rahatsız oluyorlar. Kimileri ise, rahatsız olmuyorlar. Çünkü, Batı Kültürü, kapitalizmin etkisi ile, tüm genç neslimizi çepeçevre kuşatmış. Aynı kültürün etkisi altında olan Aileler, bu durumdan şikayetçi değiller...
Kimi çocuklarına erişmek için, çaba göstermesine rağmen, başarılı olamıyor. Anne, Baba, var olan sınırları, aralarına konulan setleri aşıp ta, aynı evde olmalarına rağmen; gençlerine, çocuklarına erişemiyor. Onlarla irtibat kuramıyor. Aynı çatı altında, farklı dünyalarda yaşıyorlar...
Bazı aileler gönüllü olarak çeşitli vakıf ve derneklerden gençlerinin yetişmesi için destek alıyorlar. Güzel de sonuçlar alıyorlar. O tür çalışmaları yapan tüm gönüllü kuruluşlardan, sivil toplum örgütlerinden ALLAH razı olsun. Ancak bu kuruluşlar sayıca yeterli değildir. Devlet kurumları, daha geniş imkanlı, sayı olarak, personel olarak, fiziki şartlar olarak, daha fazla durumdadırlar. O nedenle Devlet eli ile gençlere yönelik çalışmaların yapılmasından daha fazla verim alabiliriz.
Bir gencin yetişmesinde önemli faktörler şunlardır. Eğitim Öğretim, aile ve çevre ortak bir akıl ile, bilinçle projeleri hayata geçirerek bu işte başarılı olabilirler. Burada Resmi kurumların yapması gereken onlarca girişimi, onlarca tedbiri göz ardı edemeyiz... Resmi kurumlar da kendi üzerine düşen görevi yaparak, Aynı çatı altında yaşadığımız genç aile bireyleri ile, iletişim sağlama çaba ve gayretimizi desteklemelidir. Çünkü, Gençlerimiz de bu toplumun bir parçasıdır. Fanus içerisine alıp koruyamayacağımıza göre, çevresindeki olumsuz olaylardan en az bir şekilde etkilenmesini sağlamış oluruz.
Ne demek istediğimizi çevrenize baktığınız zaman görebilirsiniz.
Evet, yükümüz ağır. Sorumluluğumuz çok fazla... Bu konuları ıskalamamız gerekir. Çözümü de öyle tek taraflı olacak gibi gözükmemektedir. Aile, çevre, Okul, işbirliğinin yanında, resmi kurumların her alandaki desteği ile, bu işi başarabiliriz. Bunlardan birinin devre dışı kalması, başarısızlık nedeni olabilir.
BÜTÜN BU OLUMSUZLUIKLARA RAĞMEN, olan bitenden NEGATİF ŞEKİLDE ETKİLENMEYEN GENÇLERİMİZ MUTLAKA OLACAKTIR... Onları ve yetiştikleri aile ortamını tebrik etmek isterim. ANCAK, bu azınlıkta olan bir durumdur. İyilik ve güzellik, ahlaklı ve dürüst, doğru ve az hata yapan bir gençlik oluşması, Toplum genelinde az yaşanan bir olaydır.
Aile ve okul ortamından yeteri kadar destek alan, olumlu yönde yetişmiş genç nesil, Toplum istenilen düzeyde değil ise, toplum içerisinde kendisini ne kadar koruyabilir. Hata ve yanlış yapmama direnci nereye kadar dayanır Çok önemli bir durumdur.
Biz, Vatanını seven, Milletini seven, değer yargılarına saygı gösteren, İyi özellikler edinmiş bir genç neslin Toplum içerisinde yaygın bir şekilde yetişmesi için; Aile, çevre, okul, resmi kurumlar işbirliğinin mutlaka şart olduğunun bir kez daha altını çiziyorum. Yoksa aldanan olacağız... Bu saydığım kurumlar hatta bir birlerine destek vererek çalışmak zorundadırlar.
Eğer bunu başaramaz isek, Aynı çatı altındaki gençlerimize, bir türlü aynı evde olmamıza rağmen, ulaşamayacağız... İrtibat kuramayacağız...
Bu konuda toplumsal bir bilincin gelişmesi gerekir. Toplum olarak, bu işin önemine inanıp, çaba ve gayret göstermeliyiz. Yoksa yarın kaybeden, üzülen taraf olacağız... Görünen köy kılavuz istemez...
Bu tablo ise, hiç istemediğimiz bir sonuçtur.
ALLAH YARDIMCIMIZ OLSUN...